08 Mayıs 2022, 17:10 | #31 |
Çok yorgunum Bolahenk.
Olmadığım birine dönüşmek üzereyim ve bu benim canımı yakıyor.
________________
|
|
|
16 Mayıs 2022, 06:31 | #32 |
Neyi anlamıyorum acaba…
Bundaki hayır ne? Sürekli düşün düşün ama bir türlü bir yere varama. Bir yere varamadığım için yaşıyorum belki de… Yarın sigorta şirketleri ile uğraşmak lazım. O da aynı sonuçlanmasın, Bolahenk. Nolur aynı olmasın…
________________
|
|
|
30 Mayıs 2022, 07:19 | #33 |
Baharda kışı, kışın da baharı özler insan.
Ne uzaksa onu özler. Kavuşmak şart mı? Boşver! Bazı şeyler yokken güzel. ” ~Özdemir Asaf Bazı anıları unutuyorsun da böyle pat diye, bir mısrayı okurken aklına geliveriyorlar. Özdemir Asaf’a yalnızlığın yalnız şairi diyorlarmış. Bunu da yeni öğrendim… Ve armağan olarak başıma muhteşem bir ağrı girdi.
________________
|
|
|
30 Mayıs 2022, 20:59 | #34 |
Yine mecbur kalmadıkça evden çıkmadığım, zamanımı kendimi geliştirmek için değil, aklımı oyalamak için başvurduğum konulara harcayarak geçirdiğim bir dönemdeyim.
Koca bir aydır ne bir seminere katıldım, ne tek bir sayfa kitap okudum, ne de cümleleri bana şifa olan dostlarıma ulaşmaya çalıştım. Arar sorarlarsa konuşuyorum da benim verdiğim hiçbir emek yok. Bilirsin, platonik dostlukları hiç sevmem ama şu sıralar içimden karşılıklı hiçbir şey yaşamak gelmiyor. Hayır hayır, depresyonda değilim, Bolahenk. Bir çok cephede çabamı gerektiren konular var ve ben bilinçli olarak hiçbirine çaba harcamak istemiyorum. Çabalamadan, hayatı gelişine yaşayıp, günü kurtarmakla yetinen bir insan olmayı bazen o kadar çok isterdim ki, aklın hayalin almaz Bolahenk. Birisine kontrolü bırakıp, onun senin için en doğru kararı vereceğinden emin olarak, sorumluluk alma mecburiyetinde hissetmeden yaşamayı çok isterdim. Fıtratıma aykırı olmasaydı eğer, isterdim…
________________
|
|
|
23 Haziran 2022, 06:36 | #35 |
Ben Senden Önce
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mi zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin Fedakârlığımı anlıyorsun : vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sende ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha olumlu düşünüyorum Ben daha bir çocuk doğuracağım Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da Bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? İçimden bir şey : belki diyor. (18 Şubat 1945) Ben Piraye’yi hiçbir zaman tam manasıyla anlayamadım da nedense ilk defa kendimden bir parça buldum bu mektuba cevabında. Aşk’a aşık bir adamın kendine aşık olduğunu mu sandı yoksa kendisinin aşk mı olduğuna inandı yıllarca? İkincisi bence… çünkü ancak aşkın kendisi olduğuna kanaat getirmiş bir kadın böylece hayat dolu bir cevap verir ölümle özleştirilmiş sonsuzluğun anlatıldığı bir mektuba. Onlar ki, toprak olmaktan, çiçek olmaktan vazgeçerler de aşk olduklarına olan inançlarından vazgeçemezler.
________________
|
|
|
01 Temmuz 2022, 14:19 | #36 |
En sevdiğim ay geldi…
N’apardım bilmem… [YOUTUBE]oYCovLojlgA[/YOUTUBE]
________________
|
|
|
08 Temmuz 2022, 20:43 | #37 |
Nedensizlerimi göresim, dokunasım var. Çok uzun zaman oldu ve benim içim zamandan daha çok doldu.
________________
|
|
|
26 Temmuz 2022, 02:17 | #38 |
Bazı haberler ilk gün duyduğunda nasıl sarsıyorsa, sonra duyduğunda da öyle sarsıyor.
Seni çok özledim de, keşke başka türlü bir haber gelseydi senden bana. Yine canım çok acıdı… [YOUTUBE]DVHwqLPVOu8[/YOUTUBE]
________________
|
|
|
24 Ağustos 2022, 01:16 | #39 |
Bu şiir başka yerlerde kalmış da buraya eklemeyi unutmuşum.
Çok seviyorum, çok ZAMANI OY, SESİNİ SAKLA Zamanı oy, sesini sakla.. Unutulmasın Tarih düşür her yazdığının altına Aynaya bak, yüzünü göm.. Unutulmasın Bir gün küllerin savrulur nasılsa. Bence sen bir günlük tutmalısın Solgun güller kurutarak yapraklarında Yağmurda yürü, izini koru.. Unutulmasın Toprağı eşeleyen çocukların avuçlarında. Şimdi şehirlerin yalınkılıç yalnızlığındasın Geçtiğin kırmızı, durduğun yeşil.. Unutulmasın Dimdik önündesin bir fotoğraf karesinin O fotoğrafta hiç sarı kullanılmasın. İyi çocuk ol, acınla büyü.. Unutulmasın. 1988 ~Ahmet Erhan
________________
|
|
|
29 Ağustos 2022, 21:33 | #40 |
Özlenmesi yasak olan insanları özlemek özlenilesilere haksızlık değil mi?
Böyle güzel duyguları heba etmemek lazım. Özlerken bile hakedeni özlemeyebilmek gerek.
________________
|
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 3 (0 üye ve 3 ziyaretçi) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|