31 Ekim 2023, 13:54 | #1 |
Ordu yÖresel kelİmeler
A
Ablak : Gösterişli Acık : Azıcık,biraz Acımuh : Buğday tarlasında biten ve garamuh ta denilen yabani ot Adab : Terbiye Adamılık : Erkeklik Afırmak : Öfkeyle ağzına geleni söylemek Afalamak : Şaşırmak Ağ : Ak Ağarşak : İğ altında dengeyi sağlayan ortası delik yuvarlak ağaç Ağbuda : Beyaz buğday Ağca : Ak. Beyaz Ağ damla : Süt ve süt ürünleri Ağız eymek : Rica etmek Ağızlık : Yayığa yoğurt koymaya yarayan alet Ağrı : Yönünden, tarafından (Oradan ağrı) Ağu : Zehir Ağyel : Batıdan esen sıcak yel Ağzı bek : Sır vermeyen Aha : İşte Ahbun : Eve yakın verimli tarla Ahiretlik : Öbür dünyalık Ahlat : Küçük armut Ahmak : Aptal Ahtarmak : Tohum ekmeden tarlayı sürmek Ahur : Hayvan ağılı Ak : Beyaz Akındırık : Çam ağacından sızan reçine Alabula : Karışık renkli Al basma : Lohusa kadınlarda görülen hastalık Aluç : Bir çeşit meyve Andır : Kötü şeyler Aruh : Yağsız Alaf : Hayvan yiyeceği Aluk : Salak Anadut : Ot yada ekin toplamak için kullanılan alet Analık : Üvey anne Anca : Ancak Andavallı : Aptal, ahmak Annamak : Anlamak Anuk : Yabani nane Apışarası : İki bacak arası Araba : Kağnı Arbaza : Birbirlerine düşman olan( köpekler) Arınmak : Temize çıkmak Ars : Gelincik Aruk : Zayıf, cılız Ataş almak : Çok acele etmek Atgu : Büyük ve kalın kadın başörtüsü Aurt : Çenenin iki yan tarafı Avanak : Çabuk aldanan Avara : Başıboş, işsiz Avaralık : İşsizlik Avulanma : Zehirlenme Avutma : Oyalama, aldatma, teselli etme Avuz : Doğum yapan hayvanlarda ilk süt Ayak bağı : Engel Ayak yolu : WC. Ayama : Lakap Ayı mantarı : İçi boş yenilmez mantar Ayın oyun : Hile, oyun Ayvan : Balkon Azık : Yiyecek Azınsımak : Az bulmak : B Baba çıkasıca : Beddua Bacılık : Çok samimi bayan arkadaş Badal : Merdiven basamağı Başgöz etmek : Nişanlamak Başını bağlamak : Evlendirmek Başlık : Evlenecek erkeğin kız tarafına verdiği para Bayramcalık : Bayram elbisesi Bazlama : Mayasız sacda pişirilen ekmek Beğermek : Hayvan melemesi Behni : Hayvan yemliği Bek : Yumuşak olmayan Bekitmek : Desteklemek, güçlendirmek Bel vermek : Direk, kiriş, duvar gibi nesnelerin ortadan eğilmesi Belemek : Bebeği beşiğe yatırmak Bertilme : Ezilme Bezmek : Bıkmak, usanmak Bıdıhtı : Boyunduruğun orta kısmında kayışın bağlandığı küçücük iki ağaç parça Bıdık : Küçük Bıdırdamak : Mırıldanmak Bıldır : Geçen yıl Bibi : Hala Bicimcik : Azıcık Biçik : Danaları çağırmak için kullanılır Bi dıkım : Bir parça Bileki : Mısır ekmeği Bilohma : Azıcık Biz : Ucu sivri tornavida benzeri bir alet Boncuklama : Hayvanlar için yükten kaçma Boran : Şiddetli kar Boydah : Tek başına, yükü olmayan yaya Boyunduruk : Kağnı arabası ve dövende öküzlerin bağlandığı alet Boz : Nadasa bırakılan tarla Böremit : Fırına verilmiş olup tam kurutulmamış armut Böön : Bugün Börükbaşı : Ocakbaşı Börtttürmek : Hafif haşlamak Börtme : Sıcak ve soğuktan etkilenme,porsuma Böör : Yan Böörce : Fasülye Bulamaç : Koyu un çorbası Burulgan : Rüzgarın aniden çoğalması, hortum Buymak : Üşümek Büğek : Buzağıların analarını emmelerini önlemek için ağızlarına takılan sivri uçlu aygıt Büğelek : Sığırlara musallat olan sinek Bükme : Viraj, dönemeç Bükmek : Dolamak Bükrü : Kambur Bürüme : Koruluk Bürün : Yarın değil öbür gün C : Cağ : Kağnı arabasında ot veya ekin yüklemek için kullanılan parmaklık parça Camış : Manda Cas cavlak : Çıplak Caymak : Vaz geçmek Cecim : Kilim gibi kullanılan yün döşeme Cecik : Ağaç çivi Cehal : Cahil Cemek : Kazmanın küçüğü Cıbır : Çıplak, züğürt kişi Cılbır : Yoğurtlu yumurta Cılga : Tek kişi geçebilecek yol Cımbış : Eğlence Cırıhla : Cıvık hamurdan sacda yapılan mayasız ekmek Cıvık : Çok sulu Cızık : Çizgi Cızlamak : İçi sızlamak Cudam : Aşağılık, avanak, Cücük : Civciv Ç Çağla : Ham meyva Çakıldak : Değirmende zahirenin taşın deliğine akmasını sağlayan cıngırdak Çalpama : Yağı alınmamış ayran Çamdu : Duvar Çangal : Fasulyelerin sarması için dikilen çubuk Çangal : Dallı budaklı ağaç Çaput : Bez parçası Çara : Hayvanların dişilik organından akan sıvı Çebiş : Bir yaşındaki keçi Çec : Samandan ayrılmış buğday yığını Çecik : Ağaç çivi Çedene : Kupkuru Çekü : Yazma, başörtüsü Çekü : Kantar Çeten : Saman yada kerme taşımak için kağnılara yerleştirilen tahta düzen Çevrük : Etrafı çevrili küçük bahçe Çiğit : Çekirdek Çıkrık : Yün ip kıvratmaya mahsus alet Çillenme : Yeşerme, çimlenme Çimmek : Banyo yapmak Çit : Ağaçtan örme bahçe korumalığı Çitimek : Yırtık ve delikleri örmek Çoğunsuma : Çok görme Çor : Çok tuzlu Çorak : Bataklık Çöğdürmek : Ayak üzeri küçük abdestini yapmak Çöğe durma : Yeni yürümeye başlayan çocuğun ayakta durabilmesi Çöpür : Keçi kılı Çörüş koşma : Yedek öküz koşma (1. öküzlerin önüne koşulur.) Çüş : Eşeklere verilen yüRÜME KOMUTU D : Dabak : Hayvanlarda görülen bir hastalık Daha : Ora, şu Daim : Sürekli Dalaklanmak : Karın boşluğuna vurulan darbe sonucu düşme, bayılma Daldırma : Dalgın olma. Suya batırma Danışık : Düğün yapacakların danışmak için komşuları davet ettiği toplantı Dastar : Kilime benzeyen yün dokuma Davar : Koyunlar Dayama : Duvara dikine konulan odun ve kütükler Dayfalma : İçi geçme, bayılma De daha : İşte Orada Deh : Atlara verilen yürü emri Dek gelme : Uygun, tıpa tıp Dene : Tahıl, tane Deyha : İşte orada Deynek : Çobanların kullandığı düzgün ağaç tan bir parça Dıhılmak : Girmek,uzun süre kalmak Dıkız : Çok dolu Dırdır : Boşuna konuşma, söylenip durmu Dırık : Zayıf Dibek : Buğday dövmede kullanılan çukur taş Dillik vermemek : Geçimsizlik Dilliksiz : Geçimsiz Dirgon : Harmanda kullanılan alet Dikilgen : Kramp, keskin adele ağrısı Ditmek : Parçalara ayırma Diyeze : Teyze Dolak : Kaşkol Don yağ : Hayvan iç yağlarının eritilerek ve dondurularak elde edilen yağ Dönemeç : Viraj Döş : Göğüs, bağır Döşşek : Yatak Dooğç : Atlara verilen dur emri Döğme : Ahlat unundan yapılan ezme Dövenleme : Harmanda arpa buğday vb. saman haline getirme Duncukma : Fazla koşarken yorulup düşme Dulda : Soğuk, sıcak ve rüzgar almayan yer Dunuk : Mat Düğ : Bulgurun incesi Düğdü : Balta kazma gibi aletlerin çivi ve kazık çakmaya yarayan kısmı Dünürşü : Dünür gidenler Dürme : Top pancar Dürmek : Katlamak Düve : Genç inek Düven : Ekin saplarını tanelerden ayırmada ve saman yapmada kullanılan altı çakmak Taşlarıyla döşeli ağaçtan araç E E, e : Ha öyle mi ? Ebe : Büyük anne Ebem kuşağı : Gök kuşağı Ebür cübür : Gelişigüzel, işe yaramaz Ecene : Marangoz aleti Efil efil : Rüzgarın afif ve serin esmesi Eğenk : Karasabanın bir parçası, el ile tutulan kısmı Eğiş : Ekmek veya köz çeviren demir alet Eğleşmek : Oturmak, kalmak Ehbap : Dost Eke : Büyük yetişkin hayvan Ekin : Arpa, buğday gibi tarım ürünlerinin genel adı Ekin kellesi : Başak Ekmekaşı : Kurumuş ekmeklerden ıslatılarak elde edilen yemek Eksik : Azalmış Eksik etek : Kadınlar için söylenir Ekşamur : Hamur mayası Elti : Erkek kardeşlerin hanımları Emekleme : Yavaş yavaş yürüme Emenmek : Varmak,gitmek,gelmek Emişik : Süt kardeşler Emme : Ama, fakat Emmi : Amca En : Koyunların kulağına vurulan damga Engame : Kargaşa Enteri : Kadın elbisesi Enük : Köpek yavrusu Erinmek : Üşenmek Erincek : Tembel, üşenen Erişte : Evde kesilip fırında kurutulan makarna çeşidi Essah : Doğru, gerçekten, sahiden Eşgi : Ekşi Eşgin : Atın yürüyüş şekli Evlek : Tarlaya tohum ekmek üzere parça parça bölünen kısım Evmek : Acele etmek Evsabı : Ev sahibi, koca Eza : Eziyet F Fehmetme : Anlayış. anlama Fer : Güç, kuvvet Ferah : Serin Ferik : Tavuklarda horoz olmayan piliç Fetil : Sacda yapılan mayasız incecik ekmek Fırhıl : Haşlanmış meyve Fırdolayı : Çepeçevre Fırdöndü : Her taraflı Fışkı : Dışkı, hayvan gübresi Fırahtu : Bahçe çevresindeki tahta korkuluk Fison : Değirmen oluğunun daralan uç kısmı.Suyun hızla çarka vurmasını sağlar Fisil : Tohumluk soğan Fodul : Kaba-saba G : Gağnak : Değirmen taşını kaldırıp çevirmek için kullanılan ağaç Gaile : Dert, sıkıntı (Gayle) Galbur : İri gözlü büyük elek Galtak : Kötü kadın Gamaşma : Gözün güneşten etkilenmesi Ganmak : İnanmak Garaz : İftira Garsanba : Sıkışık, telaşlı devre Garıpsıma : Özlemek Gasbanek : Kasıtlı olarak Gaş : Tepe, yükselti,uçurum Gaşoo : Kaşağı Gaylık : İşlenmemiş düz kara taş Gavil : Söz Gavralaşmak : Döğüşmek Gavut : Buğday ununun kavrulmuşu Gaykılma : Geriye doğru yaslanma Gazel : Kuru yaprak Gazo : Tekne kenarındaki hamuru toplamak için kullanılan alet Gedek : Genç manda Gedük : Eksik Gelecoş : Tuz, nane, yoğurt ve ekmekten yapılan yemek Gero : Bir şeyleri çekebilmek için kullanılan ucu çengelli değnek Gelberi : Fırındaki ateşi veya kuru ekmeği çekmek için kullanılan araç Gelinti : Başka köyden gelen Gendüme : Keşkeklik buğday Geven : Tortop dikenli bir bitki Gever : Su karığı, ince su yolu Gıcık : Çam kozalağı Gıç : Bacak Gıdık : Küçük sepet Gıdım gıdım : Azar azar Gıldır gıldır : Ağır ağır Gıldır gıcık : İşe yaramaz şeyler Gılıç : Karasabanın ökçesini oka bağlayan kısım Gıramise : Beşibirlik benzeri altın Gırklık : Koyun yünü kırkma aleti Gıybet : Dedikodu Gıymık : Odunun ufak parçacığı Gızan : Kedi, köpek gibi dişi hayvanın erkek istemesi Gidişme : Kaşınma Gilik : Evde hazırlanan peynir kalıbı Girge : İki kulplu keşkek kazanı Girebi : Ucu eğri küçük balta Golit : Somun. Kurutulmuş ekmek Gostil : Patates Goşan goşma : Ormandan kütük çekme Gödel : Keşkeğin karıştırıldığı alet Gödük : Tahıl ölçeeği Göğ : Ham, yetişmemiş Görenek : Görgü, terbiye Göynek : İç çamaşırı Gözer : Geniş delikli elek Göğnümüş : Yetişmiş armut Göğnükme : Fazla ağlama sonucu insanın kendine hakim olamaması Gökçe : Ökse otu Gömeni : Dövenle boyunduruk arasındaki ağaç aksam Göze : Su kaynağı Gubarmak : Gururlanmak Gubat : Kaba Gursak : Mide, karın Guşburnu : Yabani gül ağacı ve meyvesi Guz : Güneş almayan yer, kuzey Gübür : Süprüntü, toz, çöp Gücük : Kısa Güdü : Otlatma Güdük : Kısa, eksik Güğüm : Bakır su kabı Güldür güldür : Suyun bol akması Günlükçü : Gündelikçi Gün yüzü göstermemek: Geçimsizlik Gütmek : Hayvanları otlotmak Güvermek : Yeşillenme
________________
Sanalı bıraktım..
|
|
|
31 Ekim 2023, 13:55 | #2 |
Habire : Ara vermeden , sürekli, devamlı
Hacet : Eşya,mal, araç. Hacıl olma : Mahcup olma Halbur : Delikleri geniş bir elek çeşidi Haral : Büyük çuval Hark : Küçük su karığı Hameyli : Bir çeşit nazarlık Hampa : Birbirlerine dost olan köpekler Hamança : Çoban çantası Hasput : Kağnı arabasının tekerindeki ağaç aksam Haşıl : Mısır unundan yapılan bir yemek Havadis : Haber Hayat : Evin giriş salonu Haylamak : Sürmek, öküzlerin hareketini sağlamak Hazetmek : Hoşlanmak, beğenmek He : Evet Hedik : Mısır haşlaması Heğ : Büyük sepet He mi : Öyle mi? Veya rica anlamında (gel hemi) Hengame : Kuru kalabalık, gürültü Hengirt : Danalaarın boynuna takılan tasma Herk : Toprağın sürülüp dinlendirilmesi He ya : Gerçekten Hışıltı : Ormanda uzaktan duyulan ses, gürültü Hışır : Eski, kullanılmaz Hile : Aldatma Hizmeker : Hizmetkar Hoyrat : Çirkin Hozan : Ot biçmek için bırakılan tarla Hozmur : Toprakta kalarak ertesi yıl kendiliğinden biten bitki Höllük : Bebek toprağı Höst : Hayvanlara için git I Ikbal : Şans Ilıncak : Bir çeşit hamak Irahat : Rahat Irıb : Usul Irgat : Bir başkasına ekin biçen kadınlar Iskat : Cenazede dağıtılan para Işmar : Göz kırparak işaret etmek Izgar : Çelimsiz, bakımsız İ : İçkil : Şüphe İçerlemek : Çok üzülmek İğ : Yün eğirmek için kullanılan alet İkircikli : Her iki tarafa da temayül eden İlk güz : Sonbaharın ilk yarısı İlenç : Beddua İliç : Çamların öz suyu İlik : Düğme İlistir : Süzgeç olarak kullanılan kap İlme : Tarla sürerken sabana takılan taş, kaya İlmek : Düğüm, çözülebilir şekilde bağlama İlmük : Hayvan yiyeceği artığı İmece : Bir çok kimsenin toplanıp bir işi görmesi İskembi : Sekmen. İstida : Dilekçe İye : Sahip
________________
Sanalı bıraktım..
|
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|