02 Ağustos 2021, 01:31 | #1 |
Tanzimat edebiyatinda eleştiri (tenkit)
*Eleştiri, Türk edebiyatında bağımsız bir tür olarak Tanzimat Dönemi’nde başlar.
*Batı’yı örnek alan yeni Türk edebiyatının kurulma sürecinde karşılaşılan sorunlar üzerinde çözüm arayışı, eleştiri etkinliğini de beraberinde getirir. *Yenileşme döneminin ilk eleştirel görüşleri dil ve basın hayatı etrafında belirir. *Şinasi, Tercüman-ı Ahval‘de ve Tasvir-i Efkâr‘da yayımladığı kimi yazılarında eski zihniyeti, eski dil ve edebiyat anlayışıyla basın hayatını eleştirir. *1860'tan sonra batı kültürünün etkisinde kalan ve Türk edebiyatını yenileştirmeye çalışan yazar ve şairler, Divân edebiyatının etkisiz hale getirilmesi düşüncesinde birleşirler. *Tanzimat edebiyatının ilk dönemindeki tenkitler Divân edebiyatının esasları ve özellikleri üzerinde toplanır. *Namık Kemal ile Ziya Paşa bu tenkitlere öncülük eder. *Namık Kemal, 1866'da Tasvir-i Efkâr'da çıkan "Lisân-ı Osmanî'nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülâhazatı Şâmildir" adlı makalesinde Divân edebiyatına sistemli bir şekilde hücum eder. (Bu yazı ilk edebiyat eleştiri yazısı sayılır.) *Namık Kemal, Ziya Paşa'nın "Hârâbat" adlı eserinin mukaddimesindeki görüşlerini, "Tahrib-i Hârâbat" ve "Ta’kib" adlı eserlerinde tenkit eder. Victor Hugo‘nun “Cromvvell” önsözüne benzetilen “Mukaddime-i Celal”de (Celalettin Harzem-şah’ın önsözü) ise roman ve tiyatro konusundaki düşüncelerini aktarır ve Divan edebiyatını eleştirmeye devam eder. “Bahar-i Dâniş Mukaddimesi“, “İrfan Paşa‘ya Mektup“, “Mes Prisons Muahezesi” başlıklı yazıları onun diğer eleştirileridir. *Ziya Paşa, Hürriyet gazetesinde çıkan "Şiir ve İnşa" (1868) makalesinde Divân edebiyatına hücum eder. *Asıl Türk edebiyatının Halk edebiyatı olduğunu iddia eder. *"Gayrı milli ve suni" olmakla suçladığı Divân edebiyatını 1874'te "Hârâbat Mukaddimesi"nde tekrar savunur. *Ve Divan edebiyatını yüceltirken halk şiirini küçümser. *Tanzimat döneminde tenkit edilen konulardan biri de yeni edebiyatın dilidir. *Şinasi, "Tercümân-ı Ahval" ve "Tasvir-i Efkâr" gazetelerinin ilk sayılarının ön sözlerinde bu konulara değinir. *Dil konusundaki en ateşli tartışmalar Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasında geçer. *Recaizade Mahmut Ekrem; Ta'lim-i Edebiyat ve Zemzeme ön sözünde, Takdir-i Elhan ile Pejmürde adlı eserlerinde hem eski edebiyatı hem de Muallim Naci'nin eski edebiyat hakkındaki görüşlerini tenkit eder. *Muallim Naci de bu yazılara "Saadet" gazetesinde cevap verir. Muallim Naci cevabi yazılarını Demdeme (1886) adı altında yayımlamıştır. *Muallim Naci, Ekrem’in “Zemzeme“lerine (ezgili, nağmeli ses) “Demdeme” (hiddet, azarlama) ile cevap verir. Karşı eleştirilerinde dozu kaçırınca kayınpederi Ahmet Mithat tarafından Tercüman-ı Hakikat gazetesinden kovulur. *1880-1886 yılları, Batı kökenli edebi tür ve akımlarla ilgili tartışmalar bakımından çok hareketlidir. *A. Mithat, İsmail Hakkı, Beşir Fuat ve Nâbizade Nâzım arasında roman üzerine yapılan tartışmalar ayrı bir değer taşır. *Mizancı Murad‘ın Mizan’da yayınlanan “Edebiyatımızın Nümûne-i İmtisalleri” adlı makalesi kayda değer bir başka tenkit örneğidir. *Bu dönem sanatçılarının birbirlerine yazdığı mektuplar da, çeşitli edebî görüşleri yansıtması açısından tenkid özelliği taşır.
________________
El Haset Min-El Mahrum
Kötü Niyetle İyi Murada Varılmaz ! ! ! |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|