IRCForumu.ORG   sohbetkacak
reklamalanı


 
 
Seçenekler Stil
Alt 28 Ocak 2024, 10:49   #1
𝐈𝐫𝐫𝐞𝐥𝐞𝐯𝐚𝐧𝐭.
Jayus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Büyük İskender Hakkında 8 Tarihi Gerçek.

Büyük İskender (Alexander the Great), tarihin tanık olduğu en önemli imparatorlardan biri olduğu kadar kısa ömrüne devasa olayları sığdırmasıyla da geçmişten bugüne tarihi hep şaşırtmıştır. Ancak büyük imparatorun hayatına dair söylenen pek çok şeyin asılsız olduğu, yapılan tarih incelemeleriyle gittikçe açıklık kazanıyor.
Yine de doğruluğu ortaya konmuş 8 gerçek, İskender’in hayatına ve kişiliğine dair şaşırtıcı bir portre ortaya koyuyor. Gelin Büyük İskender kimdir, hayatı hakkında hangi gizemler mevcut, birlikte göz atalım!
Büyük İskender Hakkında Bilgiler – Alexander the Great Kimdir?

1. Büyük İskender, Aristoteles’in Öğrencisiydi; Fakat Diğer Filozoflarla da Sıkça Tartışmalar Yapardı

Büyük İskender’in babası Makedonya İmparatoru II. Philip, düşünce tarihinin büyük isimlerinden Aristoteles’i, henüz 13 yaşındaki genç prens için hoca olarak tutmuştu. İskender’in, Aristoteles’le birlikte geçirdiği 3 yıllık eğitim hakkında bilinenler pek az. Ancak görülüyor ki eğitimin sonunda Aristoteles’in düşünceler, genç prense nüfuz etmiş.

Efsaneye göre İskender henüz Yunanistan’da bir prensken meşhur Kinik Sinoplu Diyojen’in peşine düştü. Diyojen, o zamanlar onu rehavete sevk edecek zevkleri bir kenara koyup kilden, geniş bir kavanozda uyumayı tercih ediyordu. İskender, filozofa halka açık bir meydanda yaklaştı ve o meşhur soruyu sordu, yüce mal varlığıyla onun için herhangi bir şey yapıp yapamayacağını. Ve Diyojen, “Evet,” diye yanıtladı İskender’i: “Gölge etme, başka ihsan istemem.” İskender, Diyojen’in bunca zenginliği reddedişi karşısında hayran kalıp şu sözleri dile getirmişti:
“Eğer İskender olmasaydım, Diyojen olurdum.”
Yıllar sonra Hindistan’da İskender askeri fetihlerine ara verip sofistlerle uzun tartışmalara daldı. Bunlar, Hindu ya da Jain dinlerinden gelen ve insan gösterişinden kaçınan çıplak düşünürlerdi.
2. 15 Yıllık Fetih Döneminde İskender Tek Bir Savaşı Dahi Kaybetmedi

Büyük İskender’in askeri taktikleri ve stratejileri bugün hâlâ askerî okullarda öğretiliyor. 18 yaşındaki ilk zaferinden sonra İskender, ordusunu etkileyici bir hızla savaştırarak nam salmıştı. Küçük kuvvetlerle düşman hattını, karşı taraftan önce kırıp ele geçiriyordu. M.Ö. 334 yılında Yunanistan’daki krallığını güvence altına aldıktan sonra İskender Asya’ya, bugünkü Türkiye’nin bulunduğu bölgeye gitti. Burada III. Darius yönetimi altındaki Perslerle pek çok savaş verdi.

İskender’in savaşlardaki esas birliği, Makedonya ordusundan 15.000 güçlü askerden oluşuyordu. Bu askerler, eli kılıçlı Persleri “sarissa” denen yaklaşık 6 metre uzunluğundaki mızraklarla yere çalıyordu.
3. 70’ten Fazla Kente ve Bir Ata Adını Verdi

İskender, fetihlerini ele geçirdiği yerde kurduğu onlarca kentle taçlandırdı. Bunların çoğu, genellikle önceki askeri üslerin çevresine kuruluyordu ve İskender’in adını taşıyorlardı. İçlerinde en meşhur olanı da M.Ö. 331 yılında Nil ağzında bulunan, bugünkü Mısır’ın en büyük kenti İskenderiye’ydi.

Diğer İskender kentleri ise ordusunun ilerleme güzergâhına göre Türkiye, İran, Afganistan, Tacikistan ve Pakistan gibi ülkelerde yer alıyor. Hindistan sınırında ona en pahalıya mâl olanlardan Hidaspes Nehri Savaşı’nın yapıldığı alan yakınlarında İskender Bucephala adlı kenti kurdu. Bu kent, adını İskender’in en sevdiği atından alır. Ve bu değerli at, ne yazık ki savaş esnasında ölümcül şekilde yaralanmıştır.
4. İskender Müstakbel Eşi Roxanne’e İlk Görüşte Âşık Olmuştu

Büyük İskender, M.Ö. 327 yılında aşılması mümkün görünmeyen bir dağlıktaki Sogidan Kayası’nı ele geçirdi. 28 yaşındaki genç imparator, tutsaklarını incelerken Bactrinli bir soylunun kızı olan, henüz ergenlik çağındaki Roxanne gözüne ilişti.

Kısa sürede iki genç, geleneksel bir törenle evlendirildi. İmparator, kılıcıyla bir ekmeği ikiye bölüp yeni eşine ikram etti. İskender’in ölümünden birkaç ay sonra Roxanne, çiftin tek oğulları olan IV. İskender’i dünyaya getirdi.
5. Büyük İskender’in Cezbedici Bir Kokusu Vardı

İskender’in ölümünden 400 yıl sonra Plutarkos’un kaleme aldığı “Soylu Yunan ve Romalıların Hayatları” adlı eserinde imparatorun teninden “dünyanın en muhteşem kokusu“nun elde edildiği yazar.

İskender’in öyle yoğun bir ten kokusu vardır ki giysilerine dahi işlemiştir. Kokularla ilgili bu ayrıntı, geleneğin bir parçasıydı. İskender’in zamanında imparatoru tanrılaştırmak için yapılan tasvirlerde kullanılıyordu. Bizzat İskender bile M.Ö. 331 yılında Siwah’a gittiği sırada kendini açıkça Zeus’un oğlu olarak ilan etmişti.
6. Perslere Karşı Galibiyetinin Ardından İskender Onlar Gibi Giyinmeye Başladı

M.Ö. 330 yılında, Pers imparatorluğunda gittikçe ilerledikten 6 yıl sonra Büyük İskender, kentin uzun süredir merkezi olan Persepolis’i fethetti. Bu sırada Persler üzerinde gücünü korumak için en iyi yolun, onlar gibi görünmek olduğunu fark etti. Bunun üzerine İskender, çizgili tunik, kuşak ve Perslerin kraliyet giysisi olan bir taç giymeye başladı. Elbette bu durum, Makedonya’daki kültürel geleneğin hoşuna giden bir şey olmadı.

Buna rağmen 324 yılında İskender, Pers şehri Susa’da büyük bir düğün düzenledi. Dahası, bu düğünde 92 Makedonyalı lideri Pers kadınlarla evlenmeye zorladı. (İskender’in de Stateira ve Parystais adlı iki Pers karısı vardı.)
7. Büyük İskender’in Ölümü, Antik Dünyada Büyük Sırrını Hâlâ Koruyor

M.Ö. 323 yılında Büyük İskender, bir kutlama sırasında devirdiği bir şişe şarabın ardından kendini hasta hissetmeye başladı. İki hafta sonra 32 yaşındaki imparator, hayata gözlerini yumdu. İskender’in babası da koruması tarafından öldürüldüğü için başta tüm gözler, İskender’in çevresindekilere çevrildi. Özellikle de başkomutanı general Antipater ve daha sonra İskender’in karısıyla oğlunun ölüm emrini veren, Antipater’in oğlu Cassander’e.

Kimi eski biyografi yazarları Antipater’in ailesiyle ilişkisini gözeterek Aristoteles’in bile bu işe dâhil olduğunu düşünüyor. Modern zamanlarda tıp uzmanları İskender’in ölümünün malarya, akciğer enfeksiyonu ve karaciğer iflası veya tifoid ateşine bağlı olabileceğini öne sürüyor.
8. İskender’in Bedeni Bir Fıçı Bal İçinde Saklanıyordu

Plutarkos’un söylediğine göre İskender’in bedeni başta Babil’deki Mısırlı sembolcülerin ellerine teslim edilmişti. Ancak Viktorya Dönemi’nin önde gelen Mısırbilimcilerinden A. Wallis Budge, İskender’in çürümekten korunacağı bir bal fıçısı içinde gömülü olduğunu düşünüyor.



İmparatorun vefatından birkaç yıl sonra bedeni, eski komutanlarından biri olan I. Batlamyus’a verilmek üzere Mısır’a geri gönderildi. İskender’in bedeninin kontrolünü elinde tutmakla Batlamyus, kendini imparatorun varisi ilan etmek istiyordu.


kaynak: kayıprıhtım


________________

"𝐻𝑒𝑟𝑘𝑒𝑠𝑖𝑛 𝑦𝑎𝑛𝑖𝑛𝑎 𝑔𝑖𝑡𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑑𝑖𝑔𝑖 𝑏𝑖𝑟𝑖𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑣𝑎𝑟𝑑𝑖𝑟, 𝑔𝑒𝑐𝑒𝑛𝑖𝑛 𝑢𝑐𝑢, 𝑠𝑎𝑏𝑎ℎ𝑖𝑛 𝑘𝑜𝑟𝑢, 𝑐𝑒ℎ𝑒𝑛𝑛𝑒𝑚𝑖𝑛 𝑑𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑙𝑒 𝑜𝑙𝑠𝑎..."
 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:45.