IRCForumu.ORG

IRCForumu.ORG (https://www.ircforumu.org/)
-   Şiirler - Güzel Sözler (https://www.ircforumu.org/siirler-guzel-sozler/)
-   -   Özüm`ce... (https://www.ircforumu.org/siirler-guzel-sozler/37517-ozum-ce.html)

Özüm 20 Şubat 2022 01:17

Özüm`ce...
 
Bir gece vakti... Saat aşka sen kala...

Nasıl uyanacağımı bilmediğim bir sabah için dalacağım belki de uykuya birazdan... Lakin, aklım da sen dolu; fikrim de... Bir sen var ki gecede de sen düşte de... Düş de nasıl düşersen düş geceme... Düşsen de gelsen yuvama, düşsek aslında aynı çatı altına... Bıraksak kendimizi geceye, bıraksam seninle kendimi sana... Nasıl olsa gece de sen; sabah da... Sabah olsa da sabah olsan yanımda, sabahım olsan... Güneşin odama dolduğu gibi dolsan gözlerime de ben doyamasam... Ayazda kalmış da güneşe hasret gibi kalakalsam sana yanı başında ama ısınmalara doyamasam... Yaklaşsam da yaksan beni, yansam seninle ben...

Bir gece vakti... Saat aşka sen kala...

Senli rüyalar görmek niyetiyle dalsam uykulara da senli rüyalarda kalakalsam hep, uyanamasam... Böyle; uyanacakmış gibi olup da yumsam gözlerimi, senli rüyalarda kalsam, özümde kalsam, özümde dursam... Özüm de sen olsan sözüm de... Geceye dair kurabildiğim cümle "İyi geceler..." değil de adın olsa; sen olsan... Dolsan penceremden odama Ay ışığı gibi... En aydınlık olanı değil de en ıssız olanı arasa gözlerim... En parlak olanı her göz görür de en ıssız olanı göremez ya hani, ben gözümle değil gönlümle baksam gökyüzüne, yumsam gözlerimi... Gök yüzüne baksam, en ıssız dediğim yıldız en parlak yıldızım aslında; gök yüzündeki gözlerin... Yönümü bulduğum tek yıldızım, gökyüzümün tek yıldızı... Karanlığımı en aydınlık eden, yolumu aydınlatan gözlerin...

Ve sonra; sabah olsa da sen olsan ilk gördüğüm... Gökyüzü sen, gökyüzünün maviliği de huzurundur bana... Kafamı çevirip de bakmam penceremden dışarıya, açmam bile aslında o perdeyi ben, vallahi... Hayranlıkla günün güzelliğine bakarım; sana... O günün güzelliğinden ziyade, her günümün güzelliği olan sana... Zira, senden başka gün yoktur bana... Donsam, öylece kalsam, kalsak... Dursa zaman da bir saniye bile ileriye gitmese yelkovan... Yel sen olsan da savrulsam senden sana... Akrep misali sadece sende kalsam günün her vakti... Bozulsam da sadece en doğru bildiğim seni göstersem kendime... Gün, gün içinde bitse de bir sen bitmesen...

Bir gece vakti... Saat aşka sen kala...

Düşüne düşüne, baktığım bembeyaz tavanda yüzünle beraber hayal ettiğim sabahlara uyanmak niyetiyle dalıyorum uykulara... Son düşündüğümün sen oluşunun şükrüyle uykuya dalıp, gözümü açtığımda ilk aklıma gelen sana uyandığım her sabah için bir gece daha bitiyor, düşüyor takvimden... Düşmeli de zaten... Takvimden düşen yaprak misali sen düşüyorsun her gece düşüme... Düşsen hep... Düş sen hep... Bir gece vakti, saat aşka sen kala yazıyorum bu satırlarımı... Her gecenin bu vakitlerinde, sana ben kala dalıyorum uykularıma... Saatim sen, sabahım sen... Uyandığım her vakitte sen... Sana uyuyup, sana uyanıyorum... Sana uyup, sana uyanacağım... Her gece aklıma gelişin gibi, yine sana uyacağım...

-Bir "Sen" vakti... Saat "Sana" sen kala...

Özüm 20 Şubat 2022 01:24

CeyLin'ce..
 
Kahve Kokusu..


Benim yerime gökyüzü ağlıyor bu gece.
Söylemek isteyip de söyleyemediğim
O kadar çok şey var yüreğimde,
Dilimin ucunda…
Bir fincan sade nescafe yaptım,
Camı ardına kadar açtım.
Hafiften bir rüzgar da var dışarıda,
Bana yardım etmek istercesine esen.
Kim bilir? Sevdiğim,
Belki de, söyleyemediklerimi
Bu kahve kokusu söyler sana…
Şimdi, aç pencereni
Ve derin bir nefes çek içine.
Varsa eğer senin de söyleyemediklerin
Haydi, durma!
Bir kahve de, sen ısmarla kendine..

Özüm 20 Şubat 2022 01:35

CeyLin'ce
 
Bize hüzün yakısır...

Gün gelir ve artık sen küçük bir çocuk olmadığını anlarsın ,nasıl mi ?

Kalbinin varlığını acısıyla hissetmeye başladığında yada gecelerin sadece uyumak için değil bazen de insanlara anlatamadıklarını göğe anlatmak için varolduğunu anladığında, iki gözünün arasında yalnızca burnunun değil nefsinin de var olduğunu anladığında , göğün renginin mavi değil senin içindeki karanlığın ferahlığı olduğunu anladığında, Annen öpse dahi geçmeyecek kadar canın yandığında, her gün gözlerinin içine baktıkça , her defasında nefesin kesilse de yaşadığında, her gün bir kere daha ölsen de nefes almaya devam ettiğinde , uyandiğin her sabah için uyandırana şükrettiğinde, gözüne bakıp gönlünü gördüğünde , ettiğin tebessumdeki gözyaşında anlarsın büyüdüğünü . Sen artık salıncağa sığmayacak kadar kocaman annenin kucağında oturamayacak kadar geliştiğinde büyürsün. Bazen yüreğin bedenine ağır gelir , terin gözyaşlarindir. Sen o zaman insan olduğunu anlarsın , hep mutlu olmaman gerektiğini ve bu dünyanın gam kervanı olduğunu ama bizi buna layık görenin ne kadar güzel olduğunu anlatan şu sözü fısıldar kulagina “Hüzün bize yakışır ” ….

Özüm 20 Şubat 2022 01:52

CeyLin'ce
 
Adına ne dersen dediğim..

Rüzgara bile isyan eden cümlelerin bir anlamı olmalı bazen. Öylece savrulup gidebilir hayat ama sen ağırlığınla varsan eğer küçülmemelisin hiç bir zaman.

Sevgi ya da aşk…..

Adına ne dersen de. Kalıplara sığan duyguları yaşamayı tercih etseydik eğer itiraflar daha kolay olmaz mıydı? Bazen bir küçük harfle başlarsın söze ve öyle büyük bir anlama bağlarsın ki onu zamanı aşar gider fark etmezsin bazen de büyük cümleler edersin sonucunu düşünmeden ama işte sığdıramazsın hiç bir yere.

Acılar…

Evet, sancısız olmaz hiç bir vuslat. Sinsice bir yırtılıştır kaçışlar sanki gökyüzünde ki yıldırımlar gibi. Tut ellerimden desem cesaretin yok biliyorum. Sen söz geçiremezken düşlediklerine ben gerçekleri söylesem ne fark eder ki..!

Kaçışlarınsa eğer gözyaşların ben yağmurlarda çok ıslandım. Hırçın dalgaların vurduğu kıyılar gibiyim şimdi…

Biraz kırılgan…

Biraz samimi ama sana değil, ben ıslanmışlığımla yıpranırım sorun değil.

Sen dert etme adına ne dersen dediğim…

Küçük bir gülüşün bile sebebiyse eğer içimde büyüyen soyutsuzluğun alıştım ben…

Karabasanım sanki yokluğun korktukça kaçtığım, kaçtıkça yakınlaştığım…

Ey sevgili, adına ne dersen dediğim…

Söylesene hakkeden mi daha çok sever yoksa gerçekten seven mi hakkeder...??

Özüm 20 Şubat 2022 02:30

CeyLin'ce
 
Gözyaşım..

Sıcak Bir Damla Gözlerimde… Nedensiz Akıp Gidiyor Öylece..Geçmişten ve Gelecekten Endişelerime Süzülüyor Binbir Korku, Telaş İçinde… Kopan Koptu Artık Bu Yürekte.. Kelimelerim siyah Bugün… Biraz Toz Biraz Yağmur Yüklü… Ne Çok İsraf Etmişim Kelimelerimi… Elimde Son Kalan Kırık Dökük Cümleler… Ne Yani Şimdi Onlar mı İfade Edecek Beni.? Sözlüğümdeki En Yaşlı Kelimeler Bile Enkaz Yığınıyken? Ne Değerim Var ki Benim? Kim İçin Ne İçin Değerliyim? Kimsesiz Rüzgarlar Üzerinde Salınan Kuru Bir Yapraktan Ne Farkım Var ki Benim? Sen Orada Ben Burada Kayıplarda Değilmiyiz Öylece? Etrafımızda Kara Bulutlar Yok mu Yine? Yine Sesiz Sedasız Yaklaşmışlar İşte… Benim İçimde Sadece Sessiz Bir Çığlıksın İşte! Söyleyemediğim ve Kuramadığım Cümlelere Sesiz Bir Sedasın… Öylece Duruyorum! Boğazıma Bir Şeyler Düğümleniyor… Sana Dair Binlerce Söz Geliyor Aklıma… Sonra Sevmeye Dair Söylenmiş Tüm Sözleri Söylemek, Dünyaya Haykırmak İstiyorum Ama Gülümsüyorum Usulca… Bu Neye Yarayacaktı ki? Sevmeye Dair Yazılmış ve Söylenmiş Tüm Sözleri Söylesemde İçimdeki Bu Seni Anlatamazdı ki Onlar… Yaşamak Lazımdı Seni Anlamak İçin, Çünkü Sen Sadece Anlamdın… Geceleri Gökyüzüne Baktığımda Aklıma Düşen ve Aklıma Nakş Olmuş Bir Anlamdın Sen Bana… Anlayıpta Anlatamadığım Bir Anlam… Yan Yana Koyduğumda Her Şeyi Anlamsızlaştıran Bir Anlamdın… Senden Daha Anlamlısı Varmıydı Acaba? Daha Sıcak Bir Dokunuş? Daha Sıcak Bir Öpücük? Daha İçten Bir Sarılma? Daha İçten Bir Sevgi? Ve Senden Daha Derin Bakabilecek Bir Göz Varmıydı? Buz Tutuyor İçim… Biliyor musun Buzun Bile Yakıcılını Hissediyorum, Ateşe Ne gerek. Her Dokunuşun Kesiyor Kanatıyor… Paramparça Oluveriyorum… Hangi Parçamdan Vazgeçsem ki? Dalgalarım Bir Türlü Kıyıya Vurmuyor Beni… Çırpındıkça Batıyorum, Kan Yutuyorum Su Yerine! Parçalara Bölünüyorum İçimde… Çılgınca Sarılmak İsterken Kendimi Karşımda Buluveriyorum… Diğer Parçam Sancılı… Ölüme Gebe Bugünlerde… Diğer Parçam Çekiyor Beni Kolumdan Sürüklüyor… Çamurlara Bulanıyorum… Niye Bu Kadar karamsarsın Diye Sorma Sakın… Nefeslerim Yetmiyor Artık Yaşamama… Derin Bir Nefes Alıyorum Daha Ciğerlerime Ulaşmadan O da İntihar Ediyor! Her Nefes Düğüm Olup Boğuveriyor Bir Anda Beni… İçim Cehennem Gibi…! Canlı Canlı Yakıyor Bedenimi…! Şimdi Gecenin Koynundayım… Yalnızlığımda Yastığıma Sokuluyorum Sen Diye Onunla Dertleşiyorum Her Gece… Ve Ben Şimdiler de Onun Koynunda Ağlıyorum Yalnız ve Kimsesiz Bir Çocuk Gibi… Sözlerimin Hep Yarım, Hep Yetersiz ve Anlamsız Kaldığını Yakalarken Buluyorum Kendimi… Aynalarda Arıyorum Senin Dokunduğun Beni… Aynalarda Arıyorum Tenimdeki İzlerini… Aynalarda Arıyorum Kaybettiğimi! Sen Hep Benimdin Öyle Demiştin Öyle Kalacak ve Sonum Olacaktın Hani? Sen Başkalarına Benzeme Sakın Olur mu Demiştin Hani? Benzemedim İşte Ben Hala Aynıyım Senden Sonra… Hangi Göze Baksam Uçsuz Bucaksız Bir Kabusta Buluyorum Kendimi Sonra Uyanıyorum Bu Kabustan, Karşımdaki Gözlerin Senin Olmadığını Anlıyorum… Şimdilerde Sana Dair Tek Birşey Biliyorum.. Yastıklarda Kuruttuğum Gözyaşımsın “Sen”…!

NazLii 21 Şubat 2022 21:14

Benim İçimde Sadece Sessiz Bir Çığlıksın İşte! Söyleyemediğim ve Kuramadığım Cümlelere Sesiz Bir Sedasın… Öylece Duruyorum! Boğazıma Bir Şeyler Düğümleniyor… Sana Dair Binlerce Söz Geliyor Aklıma… Sonra Sevmeye Dair Söylenmiş Tüm Sözleri Söylemek, Dünyaya Haykırmak İstiyorum Ama Gülümsüyorum Usulca… Bu Neye Yarayacaktı ki? Sevmeye Dair Yazılmış ve Söylenmiş Tüm Sözleri Söylesemde İçimdeki Bu Seni Anlatamazdı ki Onlar…

Cok guzel paylaşım olmuş. Emegine kalemine saglık balım :sarilan

SerdaR 21 Şubat 2022 21:18

Yüreğine sağlık @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] `M (: harika bir paylaşım olmuş büyük sisterim (:

Özüm 21 Şubat 2022 22:25

Emeğine yüreğine sağlık @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ..

Özüm 05 Mart 2022 14:33

Buruk biten her gece hastalıktı oysaki...
 
Suskunluğun, sessizliğin ve bunlara eşlik eden hoyrat esen rüzgarın hâkim olduğu bir akşam, aslında; her akşam... Ne yol yola çıkardı, ne sokak sokağa... Aslında dümdüz bir yolun çıkmazıydık esasında... Kimimiz nefes nefese kalıp devam etmek isterken; kimimiz de 'Bir nefes daha' diyerek duraksayıp zamanın o yoldan neler çalacağını bilmeden, bilemeden bakardı önüne... Ya nefes nefese kalıp yorgun düşerdik ya da bir nefes daha derken daha da çok yorulup devamını getiremezdik... İşte; hastalığımızın başlangıcı buydu belki de...

Zaman, zaman içinde geçip giderken bu döngüde, sabır da sunulan en iyi şifaydı belki... Ya da yolun sonunda 'Yâr' oluşuydu belki de o şifayı şifa yapan... Nefes tüketmek, yorulmak... Yeri geldiğinde yoruldum diyerek beklemek... Belki bir bakıma beklemek de daha çabuk varmak için güç toplamaktı aslında, yani, galiba... Kavuşma arzusu, kavuşmak...

Neden kavuşmak için kor bir ateş gibi yanar kavrulur insan? Sevda mıdır yoksa arzu mudur? Gönül gönüle tutuşmak mıdır yoksa heves midir kavuşmak? Ya da can bulmak mıdır? diye diye ardı arkası gelmeyen sorularla o hoyrat rüzgara kapılır gideriz belki hepimiz. Ama bilemeyiz karşıda bizi kimin, nasıl beklediğini... Gerçi, doğru olanı da budur ya beklentiden uzak kalmak lazım, beklentiye girmemek lazım... Ne umutlandırmalı, ne de umuda kapılmalı... Belki de hastalık dediğimiz o yaraya tuz basılan kısım da budur, bilemeyiz...

Velhasıl-ı kelâm özlemektir asıl hastalık... Ve özlenendir şifası... Derdi "Yâr" olanın dermanı da "Yâr'dadır" aslında... Hasret kalmaktır... Onu, onun gibi yaşayıp hüzünlenmek, hissettiğini hissedip o anı o varmışçasına yaşamaktır. Tıpkı, her gece başınızı yastığa koyduğunuzda gözünüzden düşen buruk bir gözyaşı gibi...

Özüm 05 Mart 2022 14:39

Belki vardın ama hic yoktun...
 
Şimdi sana senden mi bahsetmeli yoksa bendeki senden mi bahsetmeli?
Ya da beni mi anlatmalıyım yoksa seni yaşayan beni mi anlatmalıyım?
Bilemedim... Zaten hep de böyleyimdir ya ben, beni benden sonra en iyi bilen bir diğer insansın sen... Utangaçlığımı, çekingenliğimi, nedenini bir de sen bilirsin. Gerçi benden iyi bildiğin de doğrudur aslında. Bilmem ne kadar zamandır varsın bende inan saymış değilim, zaten bir seni bilirim bir de bendeki yerini... Yokluğunun gecelerini bile saymadım mesela, sayamadım. Sen gitsen de ben gönderemedim seni kendimden. Sen veda etsen de ben veda edemedim sana. Sen kopsan da ben koparamadım seninle olan gönül bağımı... Yapamayacağımdan mıdır yoksa yapmak istemediğimden midir bilemiyorum sebebini ama olmadı işte, yapamadım. Olmayınca olmuyormuş, zorla da güzellik olmuyormuş. Bunu bizzat kendimi zorlayarak anladım...Zorlamıyorum artık kendimi, ne kendim için ne senin için. Var mısın? Varsın... Böylesine de razı gelmeli artık demekki... Belki vardın ama hiç yoktun. Ama ben hiç olmayan seninle hep vardım, artık biliyorum. Ve kendimden eminim artık. Huy çıkmıyor candan... Ecel de benim bana azap da... Sen ötesine aldanma sakın, fazla düşünmeler ağır gelir sana, benim gibi...

Özüm 05 Mart 2022 14:41

SeN...
 
Yine her gece gibi hasretin yüklendi yüreğime...
Ve yine her gece olduğu gibi bu gece de yüklendi aklıma
Özleminin özlenmişliği...
Hani böyle tutunursun ya bir dala
Kurtulmak için bir şelaleden
Öyle işte...
Öyle özledim seni...
Nedenini bilmeden, sebep üretmeden
Şikayet etmeden
Şükrederek, sabrederek, bekleyerek...
Özledim, haddimi aşmışçasına özledim.
Söz geçirmek mümkün değil ki...
Özel güçlerin yokki durdurabilesin
O şiddetle akan suyu...
Elinde değildir ki bunu durdurmak, engel olmak...
Kurtulsan bile durduramazsın.
O su akar ve gider.
Özlemine özlem katarsın sen de gitgide...
Tıpkı o şelale gibi sende seversin
Daha güçlü, daha çok, daha kuvvetli...
Daha çok bağlanırsın aslında
Tıpkı o akıntıya kafa tutan kayalar gibi...
Öyle sıkı sarılırsın ki toprağa
Bilirsin seni hep tutacağını, koruyacağını...
Bilirsin işte, seni seveni de özleyeni de...
Her bir adımda yenilenir özlemin, akan su gibi...
Ve her bir akıntıda şiddetlenir sevgin
Kayanın dayanıklılığı gibi...
Ve her bir şiddette daha çok bağlanırsın
Toprağın kayaya sahip çıktığı gibi...
Her saniye, her salise katlanır tek tek
Sevgin de özlemin de...
Elinde olmadan, farkına varmadan öyle seversin ki
Kaçıp kurtulmak istersin sadece
Bunları bilmeden...
Kurtulursun, şükredersin...
Lakin şükrederken bile içten içe daha çok bağlanırsın
O akıntıya, o kayaya, o toprağa imrenirsin.
Ve dalarsın o suyun içine...
Önce kayaya sığınırsın, sonra kendini bırakırsın
Akıntının gittiği yöne...
Artık eminsindir kurtulmaktan
Çünkü o dal senin ihtiyacın olduğunda
Yeniden çıkacak karşına...
Ver herşey gibi
Yeniden sevecek, yeniden özleyecek
Ve yeniden bağlanacaksın...
Bir şelale gibi yeniden gürleyeceksin
Aşkına da sevgine de
Kendini göstereceksin.

Ve sen AdaM...
Sen çok sevileceksin,
Dünden daha çok, yarınından daha az...
Bugünün gibi her gün yenileneceksin...

Ve sen AdaM...
Sen asla
Vazgeçilen olamayacaksın...

Özüm 05 Mart 2022 14:46

Belki...
 
Dünya dapdar bir gömlek üzerime.
Giyinemedim hiç.
Usta bir terzi çok uğraştı genişletmek için.
Annemden hatıra hüzünlerim pile yaptığından
Kilo aldım.
Olmadı.
Açın bu dikişleri şık durmadı üzerimde.


Yeniden işleyin beynimi.
Yeniden, yeniden, yeniden.
Kötü hatıraları silin belleğimden.
Acıya katlanmak çok zor.
Artık dayanamam!
Yalvarırım size bu kez kanserden ölmesin annem.


Unutturun.
Çünkü bilmek istemiyorum.
Ergenliğimden ezber ettim.
Hep soğuktur, küçüktür, hüzünlüdür
Hastane odalarındaki refakatçi sandalyeleri.
Çok iyi bilirim.
Merhamet başka bir şeydir.
Soğuk kış günlerinde hükümlülerin sevkinde
Hükümlülerden daha çok üşür gardiyanların elleri.


Açın dünyanın pervazlarını.
Kabıma sığamıyorum.
Genişlesin genişleyebildiği kadar coğrafyalar.
Çağdaş bir anayasa tutsun ellerimiz.
Özgürlüğü kazıyın hafızama.
Görmedim.
En azından bileyim nasıl bağırırmış meydanlarda insanlar.


Adalet varsa şüphesiz güzeldir yaşamak.
Tanık olmak istiyorum haklıyken güçsüzün kazandığı davaya.
Kabulünüzse sıfırlayabilirsiniz düşüncelerimi.
Benliğimi, kaybedişlerimi, geçmişimi de…
Bana da faydanız olur böylelikle.
Rahata ererim biraz.
Nihayet artık üzerime dar gelmez.
Sonunda benim için de yaşanılır olur bu dünya.

Özüm 05 Mart 2022 14:47

Ben seni cok özledim!!
 
Ben seni çok özledim

Sana sarılmayı, sarılıp koklamayı
Sımsıcak kalp atışını
Ellerimin arasından
Akıp giden saçının titrek
Tellerini özledim.


Ben seni çok özledim
Derinliğinde kaybolduğum
Gözlerine ne demeli bilmem.
Mühür gözlerinde ki derinliği
Beni sonsuzluğa sürükleyen
Ansızın hüzünlerin en çıkmazına iten
O derin ve güzel gözlerini özledim.


Ben seni çok özledim
Sesindeki çocuksuluğu,
Varlığındaki coşkuyu ile
Kederin o muhteşem yoğruluşunu,
Olmadık zamanlarda
Olmadık benzetmelerini,
Hikayelerini dinlemeyi
Mesela ile başlayan
Ve insanın ruhunu okşayan
Hecelerinin kelime olmaya
Koşuşunu özledim.


Ben seni çok özledim
Yorgun bir akşamda
Belki bir cumartesi gününde
Yürürken yeşilliklerin içinde
Seni solumayı seninle yürümeyi özledim


Ben seni çok özledim
Seni seviyorum deyişinin içindeki seni
Ve şiirlerdeki her bir satırın,
Sana dökülüşünü özledim.
Ben seni çok özledim
Yağmur yağarken üzerime
Gözyaşlarımı bırakıp gökyüzüne
Başka bir yağmurla sana yağsın diye
Umut etmeyi özledim…


Ben seni çok özledim
Kalbindeki insanlara rağmen
Orada sıkışacak bir yer bulmak
Ve dışarıda kalmamak için yaptığım
Çırpınışları özledim…


Ben seni çok özledim
Kahırlanıp içimi dökmeyi,
Küsüp küsüp barışmamızı özledim.
Seni kıskandığım günleri,
Hayallerimin sultanını özledim


Ben seni çok özledim
Sesini özledim
Konuştukça içimi rahatlatan
Ben seni özledim
Yanımdayken bütün dertlerimi unutturan
Gözlerini Özledim
Bir bakışınla içimde fırtınalar kopartan
Saçlarını özledim
Dokunduğumda içimi titreten
Ellerini özledim
Dokunduğumda ayaklarımı yerden kesen
Ama en çok
Ben senin sevgini özledim


Ben seni çok özledim
Şiirimi okuyan gözlerini özledim
Beni sana getiren yollarını özledim
Sorun değil mesafe dillerini özledim
Kışın sonu bahardır mis kokunu özledim


Ben seni çok özledim
Baş başa kaldığımızda bakışını,
Bana hasretle sarılışını,
Gözlerinle gözlerime gülüşünü,
Yüreğinden seni seviyorum deyişini özledim...

Özüm 05 Mart 2022 14:50

Ben'miydim Değişen...
 
Çok yorgunum ve bunun farkına kimse varabilmiş değil. Hem de bunu idrak edebilecek kadar yakındalarken.. Dün sokakta gördüğüm kadın soruyor, ‘Nasılsın? Sen çok değiştin bu eski sen değilsin’ bende soruyorum kendime, acaba ben eskisi gibi değil miyim? Değişen neydi, iyi miydi yoksa kötü mü? Peki İyi ya da kötü, bu algıyı kim belirliyordu ki? Peki ya yaşamak istediğim hayatın insanlar tarafından kabul edilmeyen ve iyi olarak algılanmayan tarafı ise? Aslında en önemli olan şey benim mutlu olmam değil mi? Tamda burada asıl sorulması gereken gerçek mutluluğun ne olduğuydu ya da gerçekten bulunabilir miydi? Anlayacağınız aklımın içinde yine bin bir türlü soru. Ben ağlarken ellerim hep bir şeylere gider farkında olmadan. Az önce bir kağıdı kuş gibi yaptım farkında olmadan öylece bakakaldım. Bir kuş olsam gidebildiğim yere kadar yorulana kadar uçsam ama yine de durmasam, o kadar çok gitsem ki kanatlarım yorulsa yine de gitsem.. En büyük sorun kalmak değil mi zaten? Kuş olamasam da en azından bir ağaç olsaydım mesela. Hani büsbüyük bir ağaç alabildiğince gökyüzüne uzanmış… Gökyüzü bana her zaman iyi geliyor nedendir bilmem ama huzur veriyor. Bir yerde okumuştum ‘gökyüzüne baktığınızda kurduğunuz tüm hayaller aklınıza gelir’ bende bazı bazı yorulduğumu hissettiğim anlarda bakıyorum sadece, bana güç versin diye. Tüm değişimlere rağmen umarım bu inancımı asla yitirmem..

Özüm 05 Mart 2022 14:54

Değilim...
 
Şu andan mutsuz değilim,

ama pek mutlu da değilim.

Asla geçmişimden şikayetçi değilim,

geleceğe dair umutsuz da değilim.

Hic bir zaman hayatımdan çıkardıklarım için pişman değilim,

helede gülerken hiccc cimri degilim..

Gülerim sonsuz bucaksiz gülerim..

Hayatımdakiler için şükürsüz de değilim.

Severken cimri değilim,

nefretimde cömert değilim.

genel olarak sessiz değilim,

konuşanlardan rahatsız da değilim.

Kötü niyete karşı sabırlı değilim,

iyi niyete vefasız da değilim.

Sorumluluğumsa stresli değilim,

sorumluluğum dışında fedakar da değilim.

Yapılan hataya tahammülsüz değilim,

hata yaparım, kusursuz değilim.

Kimseye karşı sevgisiz değilim,

insanlara şüphesiz de değilim.

Olacaklara korkmuyor değilim,

harekete geçmek için cesaretsiz hiç değilim

seni sevdigime pisman asla degilim

sevdigimi söylemekten cekinir degilim..

Yüregine konduğum icin ürkek degilim..

Aslında ben yasadigim hic bir seyden pisman degilim (: sizde olmayinn...

Özüm 05 Mart 2022 14:59

Karanlığın Siyahı...
 
Ben karanlıktan hep korkmuşumdur aslında. Akşam olduğunda o ışık evin, sokağın bir yerinde illa yanacak. Bana iyi gelen tek şey sanki o ışıkmış gibi gelir hep. Yüreğimde ki acılara aklımdaki kötü düşüncelere perde çeken güzel düşüncelere itiyor beni. Yüreğimde ki karanlığın öyle siyah bir yanı var ki sormayın gitsin.
Hissettikçe sanki yüreğimi sızlatıyor, içime işliyor o siyah.
O karanlığın derinlerindeki siyah yan bir sır, bir kayboluş ya da bir saklanıştır. Uzaklara dalıp gittiğinde o karanlığın içinde aradığındır işte o ışık. Evin ve sokağın bir yerinde yanan ışık aslında hep aradığım bir aydınlık mıydı benim için bilmiyorum. Zaten içinde çözemediğin herşey karanlık değil midir? Çözdükçe ağır ağır aydınlananda yüreğindir hem. Sen öğrendikçe karanlıklar aydınlığa kavuşmaya başlar yavaş yavaş.
Aydınlık mı?
Kuytu köşelerde bıraktığın anılar, her zaman düşündüğün ve düşlediğin güzellikler, cesaretli olup saklamadıkların, hep dilinde olan anlatıp anlatacaklarındır aydınlık. Güneş değil miydi aydınlık?Yada gecenin karanlığındaki ay! Ayın yansıdıgı Deniz de aydınlıktır heralde…
Siz hep aydınlık’ta kalmaya çalışın. Bunu başardığınız zaman etrafınız da aydınlanacaktır zaten…


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:55.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO ©2011, Crawlability, Inc.