IRCForumu.ORG   sohbetkacak
reklamalanı


 
 
Seçenekler Stil
Alt 07 Aralık 2021, 10:51   #1
Webmaster
CeReN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Nutrigenomik Obezite Riskini Dusurebilir Mi?

Nutrigenomiklere dayali kisisellestirilmis bir diyet, hem lipid profilini iyilestirmeye hem de inflamasyonu azaltmaya yol acar ve obezitesi olan hastalarda kardiyovaskuler onleme uzerinde etkili olabilir. Epidemiyolojik veriler, hem obezite hem de kardiyovaskuler hastaliklarin (CVD) tum dunyada yetiskinlerde toplam morbidite ve mortalitenin yuksek bir oranini olusturdugu gorusunu desteklemektedir. Obezite diyetin de icinde oldugu cevresel ve genetik faktorlerin etkiledigi karmasIk bir mekanizmaya sahip hastaliktir.
Beslenme cevresel bir faktordur ve saglik yonetiminde ve obezite ve KVH dahil obezite ile iliskili hastaliklarin onlenmesinde baskin ve kabul edilebilir bir role sahiptir. Bununla birlikte, obezite ve ayni diyet duzenine sahip hastalarda KVH’de belirgin bir varyasyon vardir. Farkli genetik polimorfizmler, nutrigenetik kavraminin ortaya cikmasina neden olan bu varyasyonu aciklayabilir. Nutrisyonel genomik veya nutrigenetik, belirli besinlere verilen farkli tepki ile iliskili gen varyantlarini inceleyen ve karakterize eden ve bu varyasyonu obezite ile iliskili CVD gibi cesitli hastaliklarla iliskilendiren bilimdir.
Bu nedenle, bireyin genetik gecmisinin bilgisine dayanan kisisellestirilmis beslenme onerileri, belirli bir diyet mudahalesinin sonuclarini iyilestirebilir ve sagligi iyilestirmek, obeziteyi ve KVH’yi azaltmak icin yeni bir diyet yaklasimini temsil edebilir. Bu onculler goz onune alindiginda, diyet ve gen etkilesimlerinin aydinlatilmasinin, beslenme genetigine dayali kisisellestirilmis beslenme yoluyla hem obezite hem de kardiyovaskuler hastaliklarin onlenmesinde daha spesifik ve etkili diyet mudahalelerini destekleyebilecegini varsaymak sezgiseldir.
Nutrigenomik Obezite Riskini Dusurebilir mi?Obezite; beslenmeyle iliskili kronik, dusuk dereceli bir inflamatuar bozukluktur. Bu bozukluk bir grup metabolik anormallik/komorbidite ile iliskili onemli faktorden ortaya cikarken bazi hastaliklar iscinde risk teskil eder. Risk teskil ettigi hastaliklar;
• Insulin direnci ve hiperinsulinemi,
• Hipertansiyon,
• Bozulmus glukoz toleransi,
• Insuline bagimli olmayan diabetes mellitus
• Kardiyovaskuler hastaligi (CVD),
• Tip 2 diyabet,
• Bir dizi kanser
Obezitenin ilerlemesi ve iliskili komorbiditeler, anormal yasam tarzina onculuk eden aliskanliklarin sonucudur, bu nedenle nutrigenetik ve nutrigenomiklerin obezite riskini en aza indirmeye yonelik calismalarina katkida bulundugu mukemmel noktada iste burasidir. Simdi sorulabilecek soru su; obezojenik ortam saglanirsa tum bireylerin veya populasyonlarin obeziteden etkilenip etkilenmedigidir. Bu noktada cevap hayirdir.
Arastirmacilar, Nakamura, Nettleton ve Reddon kendi ekipleri ile birlikte obezite hastaliginda genetik degiskenlik ve cevresel faktorlerle ilgili arastirmalar yonetmislerdir. Buna istinaden obezojenik ortam; diyet besinleri, yas, cinsiyet, etnik koken, uyku suresi, fiziksel aktivite miktari, hareketsiz davranis, stres, sigara, alkol tuketimi, ilac kullanimi ve depresyonu icermektedir. Dolayisiyla, cevresel faktorlerin, gen-besin-hastalik etkilesimi karsisinda obezitenin birincil nedeni olduguna dair kesin bir kanittir.Nutrigenomik Obezite Riskini Dusurebilir mi?
Iyi bir beslenme aliskanligina ve gun icinde belirli bir zamanlama ile gunde en az 30 dakika fiziksel egzersize sahip olan bir kisi, bu tur metabolik bozukluklardan ve eslik eden hastaliklardan kacinabilir. Nutrigenomik bize genomun karmasIk etkilesimlerini ve hem populasyonlar icinde hem de populasyonlar arasinda degisen obez fenotip arasindaki duzenleme farkliliklarini aciklamaktadir.
Arastirmaci Hill ve ekibi artan enerji alimini, azalan enerji ciktisini ve enerji birikiminin sonuclarini iceren pozitif enerji dengesi kavrami ile ilgili tespitlerde bulunmustur. Bu kavramda enerji, kalori olarak temsil edilir, eger diyetten alinan enerji ciktidan daha buyukse, o zaman (i) dinlenme metabolik hizina, (ii) diyet besinlerinin emilimine ve metabolizmasina, (iii) isi uretimine veya termojeneze neden olur ve (iv) fiziksel aktivite, yag dokusu icinde triacilgliserol birikimini tesvik eden bir pozitif enerji denge durumudur. Muhtemelen, tam tersi durumda, bir negatif enerji dengesi durumu, triacilgliserolun lipolizini ve yag asitlerinin adipoz dokudan mobilizasyonunu tesvik etmekle sonuclanir.
Ek olarak, Stockard, cevrenin obezite uzerinde cok buyuk bir etkisi oldugu gercegini tanimlamistir. 100 yil once, anne rahminde gelisen embriyo ve fetusun, embriyonun gelisiminde belirli zaman dilimlerinde orta duzeyde bir cevresel kisitlama saglarken, yavrularin genomik yapisini degistirmeden fenotipte dramatik bir varyasyon gosterebilecegini belirtmistir. Bu bulgularla birlikte yeni bir kavram, obezite ile iliskili bu epigenetik degisIkliklerin arkasinda calisan bilimi aciklamaktadir.Nutrigenomik Obezite Riskini Dusurebilir mi?
Arastirmaci Goldberg ve ekibi ise calismalarinda prenatal ve erken postnatal donemlerin obezitenin gelisimsel induksiyonunda kritik bir role sahip oldugunu gostermektedir. Burada epigenetik basrolu ustlendi, fetusun erken beslenme ortami sirasinda daha sonraki yasamda obezite gelistirme duyarliligini artirabilir. Epigenetik, gen dizilerini degistirmeden gen ifadesinde kalitsal degisIkliklere neden olabilir, temel olarak belirli genlerin ne zaman ve nerede ifade edildiginin butunleyici duzenleyici ve belirleyici faktorudur.
Epigenetigin ayrintili metilasyon modeli arastirmaci Bird, tarafindan tasvir edilmistir. Bu tasvirde bir CpG (fosfatla baglanan sitozin ve guanin nukleotitleri) dinukleotidinde DNA’daki sitozinin 5′ pozisyonundaki metilasyonun memeli genomlarinda cok yaygin oldugunu ve DNA replikasyonu ve hucre bolunmesi yoluyla iletilen stabil bir epigenetik isaret biraktigini belirtti. Bu de novo metilasyon, DNA metiltransferazlar (Dnmts) 3a ve 3b tarafindan katalize edilir ve hemimetillenmis DNA’nin Dnmt1 tarafindan gene ozgu metilasyonuyla mitoz yoluyla korunur.
Ayrica, cesitli bilim adamlari tarafindan yapilan farkli deneyler, obezite ile ilgili cok yonlu deneyimleri anlatiyor. Nutrigenomik bilim adamlari tarafindan ortaya konan bazi kanitsal gercekler, daha dusuk dogum agirligi ile yeni dogmussa, bebegin yag kutlesinin azaldigi anlamina gelir. Yagsiz vucut kutlesine gore daha fazla yag birikimi ile karakterize edilen erken buyumeyi yakalayan daha dusuk dogum agirlikli bebeklerin, daha yuksek dogum agirliklarinda doganlara kiyasla daha sonraki yasamlarinda obez olma riski artar.
Benzer sekilde, baska bir deneyde Singhal ve ekibidusuk dogum agirligi ile dogan ve buyumeyi yakalayan bebeklerin formul sutu ile beslendigini, ileriki yasamlarinda kardiyovaskuler hastalik riskinin arttigini bildirmislerdir. Bir dizi calisma, bebeklik doneminde anne sutu ile beslenen yetiskinlere kiyasla formul sutle beslenen yetiskinlerde obezite insidansinin daha yuksek oldugunu ortaya koymustur. Ancak bu duruma uymayan her zaman istisnalar da bulunur.


ALİNTİ ~
________________

Bizde MutSuz Olalim ~
 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:01.