22 Eylül 2021, 23:14 | #1 |
Nazım ve Vera...
Evet dostlar normalde alıntı makale yapmayı hiç sevmem ama bu aşk hikayesine yorum yapmaya benim haddim ve hakkım olmadığını düşündüğüm için olduğu gibi paylaşıyorum...
Salondan çıktık. Alışılmışın dışında hızlı yürüyor, neredeyse koşar adım gidiyordun. İlk aklıma gelen kalbinden rahatsızlandığın oldu. Çok gururlu bir insandın, dertlenmeyi, kişisel sıkıntılarını başkasına yansıtmayı sevmezdin. Birinci katla ikinci kat arasındaki merdiven boşluğunda durdun. Kollarımdan sıkıca tutmuş suskun bir halde yüzüme bakıyordun ve hiç konuşmadan öylece duruyorduk. Gözlerin yüzümde dolaşıyordu. ‘Sizi seviyorum. Anlıyor musunuz? Sizi seviyorum.’ Çok alçak bir sesle söyledin bunları. Ağlıyordun. Daha önce hiç ağlayan bir erkek görmemiştim. İşittiklerimden, gözyaşlarından, yer ayağımın altında kaymaya başladı… Merdiven boşluğunda durmaya devam ediyorduk. Gözlerimi ayırmadan ıslak yüzüne bakıyordum. Öğle tatili olmuştu. İnsanlar önümüzden geçip koşuşturuyorlardı. Aşağı-yukarı, yukarı-aşağı. Ama biz onları fark etmiyorduk bile. […]Herhalde bu durum size gülünç geliyordur. Sizin ancak dedeniz olabileceğim aklınızdan geçiyordur. Sizin yerinizde olsam ben de öyle düşünürdüm… Ama anlayın, yüreğim yanıyor, kan akışım hızlanıyor. Sizi öylesine seviyorum. ‘Lütfen ağlamayın,’ diye usulca rica ettim. ‘Lütfen ağlamayın.’ ‘İki saat sonra yurtdışına gidiyorum. Bana hiç ümit veremeyeceğinizi anlıyorum. Bir daha bu konuyu açmayacağıma, asla anımsatmayacağıma söz veriyorum. Moskova’ya ancak sizi unutmayı başardığımda döneceğim. Kasım 1960’ta bir süredir âşık olduğu, kendisinden 30 yaş küçük tiyatro sanatçısı ve senaryo yazarı Vera Tulyakova ile evlenir. 1955 yılında Galina ile birliktelikleri devam ederken Nâzım Hikmet, bir iş nedeniyle Vera ile tanışır. Ve büyük aşk bu dönem başlar. Vera’ dan çok etkilenen Nâzım Hikmet onunla ilişkisini kesmek istemez ve sürekli bir arada olmaya çalışır. Bilmediği şey ise tıpkı diğer aşkları gibi Vera’nın da evli olduğudur. Bu durumu tanışmalarından bir yıl sonra öğrenen Nâzım Hikmet’in Vera’ya düşkünlüğü daha da artar. Kendisinden 30 yaş küçük olan bu kadın, onun için yeni bir tutku olmuştur. Vera bu durumdan rahatsız olmakla birlikte etkilenmektedir de. Nâzım Hikmet için unutamadığı Münevver’den de vazgeçmek kolay değildir. Bir gönülde iki sevda olamaz... yalan olabilir. . Şehrinde soğuk yağmurların gece otel odasında sırtüstü yatıyorum gözlerim tavana dikili bulutlar geçiyor tavandan ıslak asfaltı geçen kamyonlar gibi ağır ve sağda uzakta ak bir yapı yüz katlı belki tepesinde altın iğne parlıyor. Bulutlar geçiyor tavandan karpuz kayıkları gibi güneş yüklü bulutlar. Oturmuşum cumbaya yüzüme suların ışığı düşüyor bir ırmak kıyısında mıyım bir deniz kıyısında mı? . O tepsideki ne o güllü tepsideki yer çileği mi kara dut mu? Fulya tarlasında mıyım karlı kayın ormanında mı? Gülüp ağlıyor sevdiğim kadınlar iki dilde. . Dostlar nasıl bir araya geldiniz? Birbirinizi tanımazsınız. Nerde bekliyorsunuz beni? Beyazıt’ta Çınarlı Kahve’de mi Gorki Parkı’nda mı? . Şehrinde soğuk yağmurların gece otel odasında sırtüstü yatıyorum gözlerim yanıyor gözlerim alabildiğine açık bir hava çalındı armonikle başladı utla bitti. İçimde sarmaş dolaş karmakarışıktı büyük uzak iki şehrin hasreti. . Fırlamak yataktan koşmak altında yağmurun istasyona koşmak -Sür kardeşim Makinist götür beni oraya. -Nereye? Bu şiir şairin gönlündeki iki kadından da vazgeçemediğinin bir göstergesidir. Ancak daha sonrasında Nâzım Hikmet Vera için Galina’dan ayrılır, Vera ise Nâzım Hikmet için kocasından. Sade bir törenle evlenirler. Nâzım Hikmet’in Vera ile olan aşkı, yıpratıcı, tutkulu ve çetrefildir. Vera bağımsızlığına düşkündür. Şairin türkolog arkadaşı Rady Fish; eğer Nâzım Hikmet, Vera gibi genç bir kadınla değil de Galina ile olan birlikteliğine devam etseydi daha uzun yaşayabilirdi, diyecektir.
________________
Ne kadar anlatsan da boş, Karşındakinin anladığı kadarsın... |
|
|
26 Eylül 2021, 20:44 | #2 |
Ah Nazım beycim ah. ;d
________________
|
|
|
28 Eylül 2021, 11:08 | #3 |
Bir kalpte iki sevda olur mu hic
________________
|
|
|
28 Eylül 2021, 11:23 | #4 |
olmaz ve olmamalı tabii ki de...
________________
Ne kadar anlatsan da boş, Karşındakinin anladığı kadarsın... |
|
|
28 Eylül 2021, 23:33 | #5 |
şairler neden çapkın/flörtöz olurlar acaba? üretmek için geliyor aklıma bitek. psikoloji okumasaydım kesinlikle edebiyat okurdum herhalde. o bakımdan edebiyata düşkünlüğüm fazlaca. araştırdığım okuduğum kadarıyla da edebiyattaki çoğu yazar aşkına, sevdasına, sevgilisine, eşine hiç bağlı kalamamış. ya aşık olmuş ya da etkilenmişler birilerinden. vuslat a eren aşkların hepsi de bitmiş. burada çok soru ve çok da cevap var ama tek bildiğim şu ki vera üstadın son aşkı olmuş.
________________
|
|
|
28 Eylül 2021, 23:45 | #6 | |
Alıntı:
şairlik tamamen duygu işi ve o kadar yoğun duygulara sahip insanların aldıkları elektriği ve hissettikleri hoşlantıyı içlerinde tutamayıp haykırmaları çok doğal zaten onu yazıya döküyorlar bunu karşılarındakine veya dünyaya ilan edip karşılığını da görmüşler ki bizim de haberimiz olmuş. Aslında insanların en büyük sorunları duygularını dışa vuramamaları değil mi?
________________
Ne kadar anlatsan da boş, Karşındakinin anladığı kadarsın... |
||
|
29 Eylül 2021, 00:21 | #7 | |
Alıntı:
evet, bu büyük bir sorun. duygularımız ruhsal tepkilerimizdir aslında ve insan, duygusunu ya da hissettiğini kendisine bile çoğu zaman itiraf edemiyor hatta duygusunu bile tanıyamıyor ki. değil ki dışarıya aksettirsin. bu konuda çok sıkıntılı ülkemiz insanı, duygularımızı saklamayı ve onları sır gibi tutmayı çok seviyoruz. bunların elbette çeşitli sebepleri var, çoğu öyle öğrendiği ve o şekilde yetiştiği için bunu yapıyor. duygular tutsak edilip ertelenmez. yapıldığı takdirde de saklayana negatif bir enerji verir. bu da zamanla psikolojik sorun olarak çıkar ortaya. duygularımız özgür olmayı hak ediyorlar hem de sonuna kadar.
________________
|
||
|
29 Eylül 2021, 00:33 | #8 |
Tabuların olduğu yerde duygular köle olmaya mahkum dur...
Fakat 1 kalp te 2 sevgi olmaz sadakat şart
________________
Ne kadar anlatsan da boş, Karşındakinin anladığı kadarsın... |
|
|
29 Eylül 2021, 12:45 | #9 | |
Alıntı:
O dönemin aşkları ve şartlarının şu dönemle aynı olduğunu düşünmüyorum Örnek olarak alıntıladım “Uslüp” ne kadar güzel değil mi? |
||
|
29 Eylül 2021, 12:50 | #10 | |
Alıntı:
ben şahsen diyemem
________________
Ne kadar anlatsan da boş, Karşındakinin anladığı kadarsın... |
||
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|