[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Grimm masalları Almanya'da yazılan ve Grimm kardeşler tarafından yazılan kitapların serisine denir. Bu eserin asıl adı "Çocuk ve Yuva Masalları" anlamına gelmektedir. 1812-1857 yılları arasında 7 kez basılan eserin her bir baskısında yeni masallar eklendi, bazıları çıkarıldı. Son baskı 211 masalı kapsar.

BAZI GRİMM MASALLARI;

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler

Ormandaki Ev.

Külkedisi.

Su Perileri.

Rapunzel.

Altın Saçlı Şeytan.

Hansel ve Gretel.

Bremen Mızıkacıları.

Parmak Çocuk.

Uyuyan Güzel.

Fareli Köyün Kavalcısı .

Kurbağa Prens.

Kurt ve 7 Küçük Oğlak.

Kar Beyaz ile Kırmızı Gül .

Kırmızı Başlıklı Kız.

Çizmeli Kedi.

Şimdi soruya geçelim ben sana Bremen Mızıkacıları'nı anlatacağım;

BREMEN MIZIKACILARI;

Bir gün bir yorgun ve bitkin düşmüş bir eşek varmış bu eşek sahibinin emriyle her gün odun eşya falan taşıyormuş. Ve bir gün bu eşek artık iş görmez olmuş. Bu nedenden ötürü sahibi onu satacakmış oda sahibinden kaçmış ve Bremen şehrine doğru yola çıkmış Bremen'de şarkı çalıp para kazanacakmış. Bir süre yürüdükten sonra iki büklüm bir köpekle karşılaşmış. "Artık sahibime avda yardımcı olamayacak kadar yaşlandım," demiş köpek eşeğe. " Sahibimde artık bana yemek vermiyor açlıktan ölmek üzereyim." Eşek gülmüş. " Benimle Bremen'e gelsene şarkıcı oluruz," demiş. Ve 2 si beraber yola koyulmuşlar.Çok geçmeden bir damın üzerinde üzgün oturan bir kedi görmüşler. " Çok yaşlandım, artık fareleri bile yakalayamıyorum. " demiş kedi. "Sen de bizimle gel biz Bremen'de koro kurup şarkı çalacağız" demiş eşek. Ve 3 ü beraber yola koyulmuşlar. Bağıra bağıra şarkılar söyleyerek yola devam etmişler. Bir çiftlik evinin yakınlarından geçerken kendi seslerinden yüksek bir sesle irkilmişler. "Ürüü üüü!...Sonum geldi!" diyormuş iri bir horoz. Sonra eşek, köpek ve kediye yana yakıla anlatmış: " Bu akşam sahibimin misafirleri gelecek. Öyle hissediyorum ki artık yaşlandığım için beni kesip öldürüp yiyecekler." Eşek "Endişelenme, bizde seninki gibi bir ses arıyorduk. Haydi gel şarkıcı olalım," demiş.

Akşam olduğunda hepsi çok yorulmuş. Bir şeyler yemek ve uyumak istiyorlarmış.İlerde penceresinden ışık süzülen bir kulübe görmüşler. Horoz uçup pencereden içeri bakmış. "Dört soyguncu görüyorum, nefis bir sofranın başındalar ve yanlarında da 1 çuval dolusu altın var " demiş. "Bunları almak için bir planım var" demiş eşek. Birbirlerinin sırtına tırmanmışlar. En altta eşek, sonra köpek, onun üstünde kedi ve nihayet en tepede de horoz. Pencere yaklaşıp çıkarabilecekleri en yüksek sesle bağırmaya başlamışlar. "İmdaat! Bu bir hayalet!" demiş soygunculardan birisi. " "Bence bir canavar!" demiş ötekisi. " Bence cadılar bastı! " demiş öteki. " Annemi istiyorum," demiş sonuncusu. Ve bütün soyguncular kaçmışlar bir kaç dakika sonra dört şarkıcımız soygunculardan kalan sofraya oturmuşlar.

Geceleyin onlar uyurken soyguncular geri gelmişler. Ama hayvanlar hazırlıklıymış. Soyguncular içeri girmeye çalışırken, Köpeğin kuyruğuna basmış ve köpek soygunun bacağını ısırmış. Soyguncu ordan kaçarken tavuk tünediği kapıdan soyguncunun başına atlamış ve gagalamış tam kacacakken şöminenin yanındaki kedi soyguncunun yüzünü tırmalamış soyguncu nefes nefese evden ahıra kaçmış eşek bunu fark edince hemen bir çifte çarpıp soyguncuyu yere devirmiş soyguncu nefes nefese diğer arkadaşlarının yanına kaçmış arkadaşları "Orada ne oldu" demiş giden soyguncu ise nefes nefese anlatmış. "Önce canavar bacağımı ısırdı kaçmaya çalışırken başka biri kafama bir şeyle setçe vurdu. Ondan açarken bir sihirbaz yüzüme üfledi. Son olarak biri arkamdan bana setçe tekme vurdu canımı zor kurtardım. " demiş. Bir daha hiç dönmeyecek olan soyguncular arkaların bakmadan kaçmışlar. Ve "Eşek,köpek horoz ve kedi" beraber bu kulübede yaşamışlar.