IRCForumu.ORG   sohbetkacak
reklamalanı


Ağaç Şeklinde Aç1Beğeni
  • 1 Post By DaDaSKiZi

 
 
Seçenekler Stil
Alt 23 Eylül 2022, 09:55   #1
Standart Gül koklayan esrarengiz adam

Mahallemizde bir adam vardı. Saçı, sakalına karışmış, dağınık. Kendini salıvermiş yani. Bütün mahalleli tanır. Adını bilmiyorum. Kimsenin de bildiğini sanmıyorum. Her gün yaklaşık saat 11.00'de bizim yokuştan aşağı doğru yürürdü. Ana caddeden iner, bütün semti dolaşır, sonra geldiği yere dönerdi.
Bu kişiyi garip kılan ise her gün bu yürüyüşü esnasında elinde tuttuğu kırmızı güldü. Taze gül. Bir yerlerden bulup buluşturuyordu belki. Ya da çiçekçiler eline tutuşturuyordu. Güllere hüzünle baktığında dayanamayıp gül veriyorlardı. Her gün başka bir gül. Yürürken başını arkaya doğru nazikçe sarkıtıyor, gülü incitmemecesine parmaklarının arasında kaydırıp derin derin kokluyordu. Öylesine arkaya sarkıtıyor ki başını, düştü düşecek diye korkuyorsunuz.
O gülü koklamıyor, belki öpüyordu. İkisi karışık işte. Özlemini, sevgisini gülle gideriyordu. Hafif kamburumsu endamı, zayıf ve yılgın vücuduyla aşağıya doğru yürüyüşüne böyle devam ediyordu. Gözden kayboluncaya kadar böyle gülü koklaya koklaya yürüyordu. Kimseyle konuşmuyordu. Kimseyle ilgisi de yoktu zaten. Tanımayanların garip garip bakışına zaten aldırmıyordu.
Kimdi bu gülü seven, gülü koklayan adam? Tam bilmiyorum. Söylendiğine göre sevdiğine gül götürürken kavuşamadan onu kaybetti. Gül elinde kaldı, veremedi. Uzatamadı sevdiğine. Sonra hep elinde gülle dolaştı. Başka hikâyeler de anlatıyorlardı. Kısacası, hikâyesini öğrenemedik bu gül koklayan adamın. O her gün kaybettiğini aradı. Belki sevdiğinin kokusunu gülde buldu. Belki nazenin, zarif, gül endamlı sevdiğini o güle benzetti. Belli ki, dünya umurunda değildi.
Sonra gül koklayan adam kayboldu. Her gün pencereden onu bekledik. Bir daha hiç gelmedi. Merak edip esnafa sordum, "Ne oldu?" diye. Öldüğünü söylediler. Bilemiyorum, belki de ölmüştür. Ama silueti caddeye hep baktığımda gözümde canlanıyor. "Sevdiğini arayan adam." Niçin yazdım bu gül koklayan adamı? O gülü veremeden kaybettiği sevdiği tıpkı Leyla gibiydi. O da Mecnun. Ona kavuşamadan hep onun hasretiyle yandı. Aradı taradı, hüzünle doldu. Belki bulsaydı bu derin aşkı yaşamayacaktı.
'LEYLA'DAN GELDİM ONA GİDİYORUM'
Mecnun, Leyla'ya âşık olur. Bu aşkla Mecnun (deli) olur. İnsanlardan kaçar. Dağlara, tepelere kendini kapatır. Çöllerde hayvanlarla yaşamaya başlar. Halkı duymaz olur. İlgilenmez de. Bir gün Mecnun'a sorarlar, "Sen kimsin?" diye. Cevap verir: "Ben Leyla'yım." "Nereden geldin?" diye sorarlar. "Leyla'dan" der. Yine sorarlar: "Ya nereye gidiyorsun?" "Leyla'ya" der.
DÜNYEVİ VUSLATLAR KALICI DEĞİLDİR
Sevdiğinde fani olmak, "Allah'ta fani olmaya, Allah'tan gayrisinden firkata (ayrılığa) götürüyorsa bu fani oluş, baki olmaya götürür". Dünyevi vuslatlar geçicidir. Ahiret vuslatı kalıcıdır. Özlediğinize ulaşırsınız ama bu ulaşma ebedi değildir. Kısacası, Allah'a sizi götüren sevdalar güzeldir.
Allah'tan gayrisine dayanırsanız, dayanağınız bir gün mutlaka dağılır gider. Gül koklayan adamlar, Leyla'yı arayan Mecnun'lar sevdiklerine ulaşmış olsalardı, sonsuz bir vuslat yaşarlar mıydı sizce? Sözün sonu en doğru sözdür. Kur'an'ın sözüdür. Dikkat edin, kalpler ancak zikirle yatışır.
Nihat Hatipoglu
Hestia bunu beğendi.
________________

HaYaT CeSuRLaRa ToRPiL GeCeR.
 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:37.