30 Ocak 2022, 22:45 | #1 |
Sahi..?
Akşamdan kalmayım.
Dilimde geceden bir melodi, başımda sanki kavak yelleri. İki geceyi birleştirip koca bir günü silip attım ömür defterinden. Dün akşam kaldığım yerden devam ediyorum yine. Alıp karşıma yedi tepeli kadim dostumu denizine uğradım gece. Yedi tepesinden izledim ayrı ayrı benden kalanları. Yedi iklim, yedi renk, dört mevsimi gördüm karanlığında. Usul usul fısıldadım kendime; Ben var mıydım gerçekten..? Varla yok arasındayım. Sesimi benden başka duyan yok, aynada aksimi göremiyorum. İnsanlar içimden geçiyor yolda yürürken, kimsenin omuzuna dokunamıyorum ' Buradayım ben ' diyerek. Ayın aksine takıldım sonra, yakamozu izledim uzun uzun denizimin sırtında. Lacivert bir denizin dibinde konuştum kendimle. Dalga seslerini bastırdı iç sesim. Hırçınlaştım kimi zaman, kimi zaman duruldu suyum. Hangi ayrılığın küfüydü üzerime bulaşan, neydi beni lime lime parçalarıma ayıran..? Yazmıştım oysa ki. Ne zaman kendime kalsam kendi kelimelerim ile izahını yapmıştım içimdeki fırtınanın. Hangi sokağın çıkmaza, hangisinin sana çıktığını kazımıştım gözlerime. Olmadı, kayboldum yine senin labirentlerinde. Kapına astığım mevsimleri izlemek istedim ayak izlerinden, yoktu/n. Adının harflerinden bir yol çizdim kendime, son harfine gelmeden kayboldum/n. Okumuştun oysa ki. Hangi satırın arasına gizlensem sobeleniyordum sana. Uzun sürmezdi hangi noktanın boyumdan büyük olduğunu keşfetmen. Şimdi s/aklımdasın. Çıkardım yazdıklarımdan seni, aldım koydum aklıma. Hangi satırdan geldim sana, hangisi çıkardı karşıma aldırmıyorum artık. Bulamadığım ne varsa yine seninle başlayan tek satırın sonuna gelmeden geliyor gözlerimin önüne. İstanbul bir ıslık tutturuyor notasız, aklıma düşüyor ilk mısran. Dalgası kıyısını dövüyor şehrimin, anımsıyorum çekimine girdiğim anı. Bir şarkı tutuyorum aklımdan, sonu dudaklarının arasından dökülüyor. Bir renk tutuyorum aklımdan, ona bürünüp çıkıyorsun karşıma. Bir aşk tutuyorum aklımdan, ' İşte buldun ' diyor İstanbul hep bir ağızdan. Bir sigara içimi kadar kolay oluyor içimi seninle doldurmam, ciğerlerimdesin. İmlamı kaybediyorum alkole bulanmış kalemimde, gözlerinle tutup çıkartıyorsun olduğu yerden. İstanbul'u melekler korur diyordu hikayenin birinde. Şimdi nefes kadar içimdeyken kimse tanıklık etmese mesela. Öldürsek bizi izleyen tüm melekleri sözcüklerimiz ile. Gece dile gelse, saklasa yıldızını ayını göğsüne. İstanbul çekilse ayaklarımızın altından; Bana kalsan. Sana kalsam. Varla yok arasındayım. Düşle gerçek. İşte buradayım nereden geldiğimi bilmeden. Sahi, var mıydım gerçekten..?
________________
Üflesen, nefesine takılsak.. |
|
|
30 Ocak 2022, 23:04 | #2 |
Yeri gelir İstanbul bile çekilir de ayak altından, iç sesi bastıracak bir ses henüz bulunmadı.
Belki de o iç ses varsa biz de varızdır sahiden. Ellerinize sağlık @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...].
________________
|
|
|
30 Ocak 2022, 23:16 | #3 |
Ayak altından çekilen ne çok şey oldu geriye dönüp baktığımızda..
Heybemizde sakladığımız an’lar kadar insanlarımız var.. Sesimiz sessizliğimizden geliyor, Aldırma, duyulmaz diye endişelenme.. Bildiğimiz bütün dilleri unutsak dahi Dişlerimizin arasında ezdiğimiz nefesimiz yeter bize..
________________
Üflesen, nefesine takılsak.. |
|
|
31 Ocak 2022, 02:37 | #4 |
Ne zoR cendereymiş nasırLı kaLemin biLinmez meaLi..
________________
Bir Fatiha'Lık ömrün '' Amin '' FasLındayım..~IkRa
|
|
|
31 Ocak 2022, 13:38 | #5 |
Zor olan sahi’ye iyi ki ekleyebilmek aslında..
Araf’ta olup hiç bir yere ait olamamak.. Ne kimseye ait ne de kimseye sahibim diyen şair gibi Yalnızlığın ortasına salıncak kurmak..
________________
Üflesen, nefesine takılsak.. |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|