Güzel olan herşey zor oluyor baba yaa..


Ördek bokunun kokusu, kırklanmadan çıkmaz kokusu.


Tecrübe aşkın karşısında kılıksız bir askerdir.


Hayatta hep tutkularının peşinden koş, hiçbir şey ukte olmasın içinde.
Ben kimseye acımam, pişmana acıdığım kadar.


- Ya pardon! Bunun önü ceplisi var mı?
+ Onun yeşili vâ, siyahı vâ, kırmızısı vâ.
– peki onlarda cep var mı?
+ Yok unlâda da yok..
– He.. Bilin diyorsun yani.


-Bozuk yok mu?
+ Yok.
– O zaman bi têlik al. Böyle ne olduu. Bi tene de toka al. Öyle nasıl olduu..
Tokayı bırak şapka al.
+ Ben paramı harcamak istemiyorum böyle şeylere ya!
– E bozuk yok be Hüseyin, sonra ver o zaman..



- E Ali Rıza, içmiyon mu sen beya?
+ Efendim ilaç kullanıyorum ben.
– E kullanma..


- Efendim nasıl buldunuz beldemizi
+ İnternetten. Ha ha hha haa. Kusura bakma, şaka yaptım başkan..


- Ya pardon doktor bey, ya ben küçükken bir kertenkele tarafından
sokulmuştumda, böyle her tarafım kabarcık kabarcık olmuştu,
yine böyle olur muyum acaba bu yaradan?
+ Neresini soktu kertenkele ya? İğnesi yok ki onun.


- Bu nedir?
+ Domates sürdüm işte şişini alsın diye.
– İki de yumurta kırsaydın.


- Her güzelin bir sahibi var derler doktor.
+ Güzel onu görenindir be Hüseyin.
– Ya senden önce başkası gördüyse?
+ Görmek yetmez hakkını vereceksin.


- Ben bilirim bu işleri. Biz nişamlımla ooo, yıllarca neler çektik.
+ Nişanlın mı vâ?
– Evet. 5 yıl gizli gizli konuştuk sözlenmeden.
+ Ne konuştunuz?
– Memleket meseleleri


- Seviyor musun?
+ Çok.
– Karnın ağrıyor mu aklına gelince?
+ Her yanım ağrıyor baba yaa, valla ayarım bozuldu baba.
Kusucak gibi oluyom aklıma geldikçe beyâ. Ben de inanamıyom kendi
kendime bunu nasıl yapıyom diye.