IRCForumu.ORG   sohbetkacak
reklamalanı


 
 
Seçenekler Stil
Alt 23 Şubat 2024, 22:51   #1
𝐈𝐫𝐫𝐞𝐥𝐞𝐯𝐚𝐧𝐭.
Jayus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Ekonomik Kriz Nedir? Türkiye'de Yaşanan Ekonomik Krizler ve 1994 Krizi



Dış ya da iç sebeplerden kaynaklanan ani şart ve olayların firmalar, sektörler ve ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etki bıraktığı süreçlere ekonomik kriz denir. Ekonomik krizler temelde reel sektör krizleri ve finansal ekonomik krizler olmak üzere iki başlıkta incelenirken bu başlıkların kendi içlerinde alt başlıklara ayrıldığı görülür. Bu alt başlıklar reel sektör krizlerinde iş gücü piyasasında işsizlik krizi ve mal ve hizmet piyasalarında krizler, enflasyon krizi ve durgunluk krizi olmak üzere ikiye ayrılır, iken finansal krizler bankacılık krizi, borsa krizi ve döviz krizi, ödemeler dengesi krizi ve döviz kuru krizi olarak ikiye ayrılır, olarak belirlenmiştir.

Türkiye’nin yaşadığı ilk ekonomik kriz 1929 Dünya Bunalımı sebebiyle ortaya çıkmış ve krizle devlet politikası üzerinden mücadele edilmeye çaba gösterilmiştir. İlerleyen dönemlerde 1946 Krizi ile Türkiye ilk defa devalüasyon uygulamış, 1 dolar 130 kuruştan 280 kuruşa yükselmiştir. 1946 Krizinden yaklaşık bir sene sonra, 1 Mart 1947 tarihinde International Money Fund (Uluslararası Para Fonu) kurulmuş, Türkiye de bu tarihte fona üye olmuştur. 1970’li yıllara gelindiğinde ise International Money Fund etkisini belirgin bir biçimde göstermiş, 1974 ve 1980 Petrol Krizleri sonucunda International Money Fund’un patentli istikrar politikası uygulanmaya başlanmıştır.

1980’li yıllardan itibaren ise ekonomide devlet desteği olmayan politikaların uygulanmaya başlanması Türkiye ekonomisi için yeni bir sürecin başlangıcı olmuştur. Bu süreç içerisinde odak noktası olan en önemli konulardan biri ise özellikle kamu alanında baş gösteren açıkların ciddi boyutlara ulaşması ve bu açıkların giderek katlanan bir iç borçlanma ile finanse edilmesi durumudur. Bu durum ise ekonomik açıdan güncel sorunların üzerinin geçici olarak kapatılması sonucunu da beraberinde getirmiştir.

1990’lı yıllara gelindiğinde ise belirtilen ekonomik sorunlar artış göstermiş ve Türkiye, kendi bankaları üzerine borç yüklemeye başlamıştır. Bu dönem içerisinde Türkiye ekonomisinin ayırıcı niteliğini ortaya koyan önemli gelişmeler, kamu maliyesi dengesinin bozulması, ekonomik siyasi yapının iktidarsızlığı ve yüksek reel faiz oranları olarak gösterilebilir. Belirtilen gelişmeler sonucu, 1993 yılı sonlarında iş adamları ve sanayi sektörünün şikayetleri dikkate alınarak faiz oranları düşürülmek istendi.


Bunun sonucunda nakit yatırımlar ve mevduatlardan elde edilen tasarruflar ile finansal ürünlerin nakde çevrilmesi kolaylaşmış, ekonomide likidite bolluğunu sağlamıştır. Fazla likiditenin dövize çevrilmesi ile döviz kurlarının değerlenmesi hızlanmıştır. Bu likidite yalnız döviz kurlarında değil, faiz oranlarında da ciddi bir artışa sebep olduğundan faiz oranlarının düşürülme çabası başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Portföylerini Türk Lirası cinsinden tutanlar ise aşırı devalüasyon beklentisi ile faiz oranlarının, aldıkları riski dengelemesini istediği için faiz oranları üzerinde yukarı yönlü bir baskıya sebebiyet vermiştir. Artan faiz baskısına rağmen 1994 yılının Ocak ayında faizler tekrardan düşürüldü. Bu durum Nisan 1994 krizini başlattı.


Alıntı.
________________

"𝐻𝑒𝑟𝑘𝑒𝑠𝑖𝑛 𝑦𝑎𝑛𝑖𝑛𝑎 𝑔𝑖𝑡𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑑𝑖𝑔𝑖 𝑏𝑖𝑟𝑖𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑣𝑎𝑟𝑑𝑖𝑟, 𝑔𝑒𝑐𝑒𝑛𝑖𝑛 𝑢𝑐𝑢, 𝑠𝑎𝑏𝑎ℎ𝑖𝑛 𝑘𝑜𝑟𝑢, 𝑐𝑒ℎ𝑒𝑛𝑛𝑒𝑚𝑖𝑛 𝑑𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑙𝑒 𝑜𝑙𝑠𝑎..."
 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:37.