IRCForumu.ORG   sohbetkacak
sohbetkeyfim


 
 
Seçenekler Stil
Alt 23 Ocak 2024, 22:15   #1
𝐈𝐫𝐫𝐞𝐥𝐞𝐯𝐚𝐧𝐭.
Jayus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Millî Mücadele ve Monarşinin Sonu.

Anadolu’da yaşanan bu siyasi gelişmelerle birlikte ülkenin her tarafında si-
lahlı mücadele devam ediyordu. Doğuda Kazım Karabekir komutasındaki birlik-
ler Eylül 1920’de Ermenilere karşı saldırıya geçmiş ve kesin zafer kazanmıştı.
Doğu cephesinde yaşanan bu gelişmenin sonucu olarak 3 Aralık 1920’de Erme-
nilerle Gümrü Antlaşması, Moskova’da bulunan Afgan temsilcilerle 1 Mart
1921’de Türk-Afgan Dostluk Antlaşması, Sovyetler Birliği’yle 16 Mart 1921’de
Moskova Antlaşması ve 13 Ekim 1921’de Kars Antlaşması imzalanmıştı. Doğu
sınırının çizilerek doğu cephesinin kapatıldığı bu antlaşmaların bir diğer önemli
sonucu ise Anadolu’da açılan Büyük Millet Meclisi’nin tanınması olmuştur.46
1921 Anayasasının onaylandığı tarihlerde de batıda Yunan kuvvetleriyle
Türk düzenli orduları arasında yaşanan I. İnönü Muharebesi gerçekleşiyordu.
Bu savaştan yaklaşık 2-3 ay sonra ise II. İnönü Muharebesi yaşanmış ve Türk
kuvvetleri bu savaşlardan galibiyetle ayrılmıştı. Ancak 10 Temmuz 1921 tari-
hinde başlayan Kütahya-Eskişehir Muharebesi Türk orduları tarafından yenilgiy-
le sonuçlanmış ve 19 Temmuz’da Eskişehir kaybedilmişti. Bunun üzerine Meclis
Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine Batı Cephesi Orduları, Sakarya
nehrinin doğusuna kadar çekildi. Yunan ordularının Ankara’ya yaklaşması mec-
liste ve halkta infial yaratmış, meclisin Kayseri’ye taşınması gündeme gelmişti.
Ayrıca mecliste Mustafa Kemal Paşa’nın ordunun başına geçmesine dair tar-
tışmalar çıkmaya başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, belli şartlar doğrultusunda
ordunun başına geçme teklifini kabul etmişti. Ancak bu şartlar, meclisin tüm
yetkilerini elinde bulundurduğu bir başkomutanlık rütbesiydi. Meclisin yetkile-
rinin kullanılması ve başkomutanlık vekili yerine direkt olarak başkomutanlık
rütbesinin verilmesi hususları mecliste oldukça sert tartışmalara sebep olmuş-
tu. Mustafa Kemal Paşa, bu yetkinin 3 aylık sürede olacağını, olağanüstü du-
rumlar yüzünden hızlı kararlar almak gerektiğini ve meclisin isterse bu yetkiyi
kaldırma yetkisini elinde bulundurduğunu açıklayarak 5 Ağustos 1921’de Baş-
komutanlık kanun teklifini kabul ettirmeyi başarmıştı.
İlk iş olarak 7-8 Ağustos tarihlerinde 10 maddelik “Tekalif-i Milliye Emirleri”
yayımlayan Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yine kendisine verilen yetkiye
dayanarak çeşitli illere İstiklal Mahkemeleri kurdurmuş veya bu mahkemelere
yeni üye ataması yapmıştır.48
Bu süreçlerden sonra 23 Ağustos 1921’de başlayıp 13 Eylül 1921 tarihinde
son bulan Sakarya Meydan Muharebesi, Türk kuvvetlerinin galibiyetiyle sonuç-
lanmıştı. Sakarya Savaşı’ndan sonra Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın görev
süresi 3 aylık aralarla 31 Ekim 1921, 4 Şubat ve 6 Mayıs 1922 tarihlerinde ol-
mak yeniden uzatıldı. 20 Temmuz 1922’de Başkomutanlık kanunundaki mecli-
sin yetkilerine dair olan bölümlerde değişiklikler yapılarak süresiz olarak uza-
tılması kararlaştırıldı.
49 Bu duruma karşı, meclisteki muhalif kesimin isteği doğ-
rultusunda 8 Temmuz 1922 tarihinde İcra Vekilleri Suret-i İntihabına Dair Ka-
nun’da yapılan değişiklikle İcra Vekilleri Heyeti üyelerinin meclis üyeleri arasın-
dan tek tek seçilmesi sistemine yeniden geçilmiştir. Böyle Meclis Başkanı Mus-
tafa Kemal Paşa’nın vekil seçimlerinde aday gösterebilme yetkisi elinden alın-
mış oldu.50 Ayrıca Sakarya Meydan Muharebesi’nden galip ayrılmasının sonucu
olarak TBMM ile Fransızlar arasında Ankara Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma
ile Güney cephesi resmen kapatıldı ve TBMM ilk defa batılı bir itilaf devleti
tarafından tanındı.
51
26 Ağustos 1922’de başlayıp 9 Eylül 1922’de İzmir’in Yunan işgalinden kur-
tarılması ile sona eren Büyük Taarruz’un ardından 11 Ekim 1922 tarihinde
TBMM ve İtilaf devletleri arasında Mudanya Mütarekesi imzalanmıştı.
52 Bu
antlaşmanın hemen ardından Lozan’da bir barış antlaşması imzalamak üzere
İtilaf devletleri hem İstanbul hükümetini hem de Ankara hükümetini konferan-
sa davet etmiştir. 2 yıldır görevde bulunan Sadrazam Tevfik Paşa da TBMM’nin
göndereceği hükümetin İstanbul hükümetini kollaması gerektiğine dair bir telg-
raf göndermişti. Bu gelişmeler üzerine TBMM, “Osmanlı İmparatorluğu’nun
İnkıraz Bulup, TBMM Hükümeti Teşekkül Ettiğine Dair Heyeti Umumiye Kara-
rı”53 ile 30 Ekim 1922’de Osmanlı Devleti’nin lağvedildiğini ilan etti. Bu karardan
2-3 gün sonra da 1-2 Kasım 1922 tarihlerinde “TBMM’nin Hukuku Hakimiyet ve
Hükümraninin Mümessili Hakikisi Olduğuna Dair Heyeti Umumiye Kararı”54 ile
de meclis, halifeliği saltanattan ayırarak hilafetin Hanedan-ı Ali Osman’a ait
olduğunu ifade etmiş ve saltanatın artık son bulduğunu duyurmuştur
________________

"𝐻𝑒𝑟𝑘𝑒𝑠𝑖𝑛 𝑦𝑎𝑛𝑖𝑛𝑎 𝑔𝑖𝑡𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑑𝑖𝑔𝑖 𝑏𝑖𝑟𝑖𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑣𝑎𝑟𝑑𝑖𝑟, 𝑔𝑒𝑐𝑒𝑛𝑖𝑛 𝑢𝑐𝑢, 𝑠𝑎𝑏𝑎ℎ𝑖𝑛 𝑘𝑜𝑟𝑢, 𝑐𝑒ℎ𝑒𝑛𝑛𝑒𝑚𝑖𝑛 𝑑𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑙𝑒 𝑜𝑙𝑠𝑎..."
 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:52.