Hiç usanmadan sürebilirim atımı dağlara
Kaçabilirim sanıyorum insalardan
Şu ufku görüyor musun
Oraya işte tam oraya
Kederden azad
Hür kuşlar gibi
İçinde sonsuz bir şeyler barındıran sessizlik gibi.
Dolu dolu aynı zamanda durgun, dingin bir bakirlik.
Adımını attığın yer irkiliyor.
Gözlerini kapatmış, tebessümle yüzünü semaya dönmüş bütün çimenler, geçerken irkiliyor ve atının nallarını okşayıp rüzgarına takıyorlar selamlarını.
Hoşçakal yolcu ve hoş geldin.
Kıyısındasın dünyanın işte geldin uzatsan dokunacaksın yıldızlara, hoş geldin.
Buyur et kendini kendi içerine.
Bütün bakir topraklarını fethet.
İç yüzün yeryüzüne açılıp gün yüzü görsün.
İçinde bir uçarı sevda.
Neye kime ne yana gideceğini kestiremeyen bir sevda.
Hangi yana yöneltsen dolu dizgin.
Ama öyle uçsuz ki kainatı kucaklayacak cinsten.
Sür atını ileri çok daha hızlı.
Doru bir attasın
Kim bilir hangi sevdanın baharındasın
Zincirlerinden kurtulmuş gibi kaçmaktasın
Önüne çıkan her şeyden irkilip kaçmaktasın
Uca bucağa yalnızlığın burçlarına çıkmaktasın
Nereye bu kaçış, nereden yahut
Yine sonsuzda salınıyorsun
Ne kadar hızlı gitsen de yetişemiyor nefes nefese kalıyorsun.
Herşey tebessüm etmekte
Çimenler çiçekler sana selam söylemekte
Yavaşlamaktan korkuyorsun çünkü yolun sonuna öyle koşuyorsun ki koşmazsan tersin tersin yıkılacaksın.
Koştuğun yol gittiğin yer… pişman olmaktan, zamanı zayi etmekten imtina ediyorsun.
Ama yol, yıldızlar ve bahar avuçlarında, yitirmekten bunca korktuğun şey işte avuçlarından düşmeye ne kadar da hazır.
Öyle narin ki zaman üflesen uçuyor,
İnciniyor vakit ve darılıyor daralttıkça.
2017alintı
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]