aşırı sıcaklar, iklimin kuruluğu yangınları zaten kaçınılmaz hale getiriyor, tabi suikast yoksa. hiçbir zaman yani 20 yıl boyunca bu yönetim zaten bir önlem alma ihtiyacı hissetmedi, hissetmiyor. bunu nereden anlıyoruz. iktidar hazırlıksız yakalandık diyor.

ülkeyi sel götürüyor. tutuyor halka ricada bulunuyor, yamaçlara yüksek yerlere ev yapmayın diyor. halbuki sel riski var diyerek imar izni vermemeyi akıl edemiyor bir türlü. çünkü belediyeleri onlar yönetmiyor, onları yöneten hep ey kılıçdaroğlu.

bu iktidarın hazırlıksız yakalandığı bir dönem-bir felaket var mı peki? hep kandırıldılar, hep hazırlıksızdılar.

tarım bakanı pakdemirli -envanterimizde yangın söndürme uçağı yok dedi mesela. bu bir şaka değil, acınası ve söylerken utanması gereken bir durumdur.

mesela bir kamu kurumu olan türk hava kurumunun başında her zamanki gibi bir genel müdür yokmuş, oraya da meğer kayyum atanmış. böylelikle oraya da kayyum atandığını öğrenmiş olduk. hangi kuruma kayyum getirmediğini listelesek işi daha iyi anlamış oluruz aslında.

15 temmuz gerçekleşirken de komutanlar düğündeydi, yangın esnasında aranan kurumdan gelen cevap. herkes gitti efendim, yarın arayın deniyor ve öğreniyoruz ki kayyum düğündeymiş. sonra öğreniyoruz ki; bahse konu var denilen uçakların pilotları tamamen işten çıkarılmış. bunlar tecrübeli insanlar bide.

sonra yine öğreniyoruz ki; 2010 yılından bu yana uçaklar yıllık bakımları yapılmamış. ne acı. hatırlarsanız en son helikopter faciasında rütbeli ve erler olmak üzere sayısı çok şehitler vermiştik. o helikopterin de 25 yaşında olduğu, bakımsız ve neredeyse hurdaya atılması gereken bir helikopter olduğu söylenmişti. kanada dan getirilen ekip bile bu helikopterlerin havalandırılmaması zaten havalanması da mucize olur eksik emvanterleri var demiş. ne acı değil mi?

cb. nının gayri resmi olarak 16 uçağı var bu arada. çünkü saray tasarruftan ödün veremiyor, itibar kaybı olarak nitelendiriliyor. ama ülkenin itibari, güzelim doğası, toprağı, hayvanı, insanı alt üst.

bu durumda düşünmeliyiz ki; şu anda türkiyede bir yağma düzeni hakim. ne doğa, ne çevre, ne ağaç, ne hayvan ve dahi insanın öneminin kalmadığı coğrafyada canlı olan her şeye saygı beslemelerini beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmaz.

sonra öğreniyoruz ki yine, bir yanda thk nun çürütülmeye bırakılan uçakları var. bir yanda da fahiş fiyata rus şirketine ihale verilmiş, en yüksek fiyatı veren rus şirketine (günlüğü 1.3 milyon lira ödeniyor) 3 uçak kiralanmış. en pahalısından ama. o da yetmiyor tabi yangın söndürmeye. her bir yan yanarken, 3 uçak zaten nasıl yetişsin dimi?

bunun yanında tc nin yangın söndürme uçağı yok.

yunanistan da 20
fransa da 26
ispanya da 17
italya da 19 uçakları var.

ama TC nin uçağı yok. var da 3 tane var. o da ihale ile yüksek fiyatı veren rusya dan kiralanan 3 uçağı var.

bunun yanında tarım bakanı pekdemirli nin jeti var. her yere jetiyle gidiyor.

tüm bakanlar mesela aynı şehre bile gitseler, sel felaketinde gördük 3 bakan toplanıp bir uçakla gidelim demiyorlar. herkes kendi ucağı ile gidecek kadar da müsrifler. ama itibar önemli tabi.

erdoğanın bir uçağı 500 milyon dolar, öbürü 250 milyon dolar. alındıktan sonra içinin dizaynına ne kadar para harcandı bakın onu bilmiyoruz. mesela sarayları var, salda dan taşınıp yaratılan sahili var. o konuda tasarruf yok. iş ülkenin doğasına gelince rize nin ormanları, akdeniz in ormanları yanar hiç önemli değil. bol yağmanın olduğu bir dönemden geçiyoruz.


türkiyenin seyirci gitmeyen dev stadyumları var. yatırım amaçlı yapılmadı bunlar. isimleri atatürk ile başladığı için yenileri yapıldı. tek tek isimleri değiştirildi. bir bir yıkıldı canım stadyumlar.

ve yineliyorum.

dibin dibe vurduğumuzun açık göstergesi bunlar ve daha nice yazmadığım ve yazsam zaten kimsenin okumayacağı konular.
hoş bunun da buraya kadar okunmayacağını zaten biliyorum, mühim de değil.

umarım bu kadar can, mal, güzelim doğa kaybından dolayı canı yanan bir iktidar vardır.

ama hiç sanmıyorum.

geçmiş olsun canım insanlar, ağzı dili olmayan rabbimin dilsiz kulları. affedin bizi.
hepimize geçmiş olsun, umarım henüz geçmemiştir bazı şeyler belki bir şansımız vardır.