|
|
|
Kullanıcılara ait mesajları görebilmek için üye girişi yapmalısınız!
|
|
Direkt olarak konuya cevap olarak şunu deyip başlamak istiyorum ; O sessiz kulların canı yokmuşçasına, çok kolayca bir hiç pahasına katledilebildiği ülkemizde yetersiz, hem de çok yetersiz ....
Ben öyle görseldi vs idi, bu konuya çok atmak istemiyorum doğrusu. Sadece konuyla ilgili yazmak istediğim onca şey var ki ...
Ama çok uzun uzadıya yazmamaya çalışacağım, en hassam noktam olduğu için de az çok içimden gelenleri diyeceğim.! Sadece içimden geldiği şekilde yazacağım.. Zaten sosyal medya olsun, normal yaşantım olsun duyduğum gördüğüm bir sürü olay var.. Her gün ama aralıksız her gün aynı aklımdan da kalbimden de bu canlar geçiyor ve ben içinde gram vicdanı ve özellikle merhameti olmayan insanlara karşı karşı nefret besliyorum sırf bu yüzden, kaç kişiyle tartıştım belediye de dahil belirsiz .. Kimse bu kadar duyarsız olmasın istiyorum.!
Hele ki çevremizde zaten hep gördüğümüz, sokağımızda belki de apartmanlarımızda, yeri geliyor evlerimizde bakıma muhtaç canlara sahip çıkmaya çalıştığımız günahsız canlar, beslediğimiz kedilerimiz-köpeklerimiz-kuşlarımız için lütfen, sizlerden de rica ediyorum biraz duyarlı olalım.
Hele ki şuan her yerde kış kıyamet kapıda, sadece vereceğiniz 1 kap mama, 1 kap su vallahi gerçekten sizden asla bir şey eksiltmez, tam aksine daha da çoğaltır emin olun buna. Günahtır ya gerçekten..
Neyse konumuza dönelim..
- Tıpkı biz insanların da olduğu gibi, -benim gözümde- hangi türden can olursa olsun onlarında elbette ki hakları vardır ; en önceliği sağlıklı bir yaşama, beslenmeye ve sıcacık bir yuvaya (çoğu zaman her ne kadar zor da olsa bu durumlar..) ve de sadece birazcık da olsa sevgiye, şefkate hakkı vardır..
^ Öncelikle hayvan hakları nedir, ben kendimce bunu şöyle açıklıyorum ; onların da kendince hiçbir çıkarı olmadan korunması gerektiği, birer eşya olmadığı, bizlerin kendi arzuları ve istekleri olan bireyler olarak muamele edilmemesi gerektiği bir kavramdır..
^ Türkiye'de her ne kadar 2004 yılındaki yasa ile koruma altına alındığı söylense de, çeşitli cezalardan bahsedilse de ve "TBMM'de 9 Temmuz 2021 tarihinde Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yapılmıştır.[19] Yapılan yasal düzenlemede hayvanlara yönelik işkence, kötü muamele, hayvana yönelik cinsel istismar ve tecavüz gibi hak ihlalleri suç kapsamına alınarak hapis cezası getirilmiştir." şeklinde cezai işlem uygulanması yasası getirilse de, bunun uygulanmadığını zaten hepimiz görüyor biliyoruz.
Şimdi gelelim hayvanlara karşı uygulanan şiddete (istismarda dahil) ve bu şiddete de karşılık olan (bence lafta kalan, asla uygulanmayan..) sevgili yasalarımıza ..
* Hayvana şiddet türleri olarak : Bağırmak, vurmak, işkence etmek, en ama en iğrenci hele ki son günlerde popülerlik kazanmış olan cinsel istismar, tedavi amacı olmadan kulak/kuyruk/dil kesimi, yine tedavi amacı olmadan tırnak/dişlerin sökülmesi, deney hayvanı olarak kullanılması, sırf para kazanma veyahut zevk uğruna vahşice öldüresiye dövüştürülmesi, dizi/filmlerde oynatmak ve hatta -sirklere- gösteri amacıyla çıkarılmak için arka planda yapılan binbir türlü işkenceler, psikolojik şiddet, bakımsızlık, bile isteye aç susuz bırakmak vs.'dir değil mi, benim aklıma gelenler şuan bunlar..
|Ve bunlara karşılık olan yasalarımız da şunlar :
Hayvanları Koruma Kanunu: Kanun Numarası: 5199 Kabul Tarihi: (24.06.2004)
- 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu
- 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu
- 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu
- 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu
- Mülga TCK 577 è Hayvanlara Kötü Muamelede Bulunmak (Suç zamanaşımı 6 ay)
Sözde yasalarımız evet  Valla ben daha bugüne kadar tek bir ceza alan dahi görmedim, ellerinden gelse üzerine ödül bile verecekler neredeyse şiddet uygulanıyor diye. Neden ; hayvan katli halkımızın hoşuna gidiyor, umurunda olmuyor bile, 2 gün tüh vah denip unutuluyor nasılsa.. Sokaktaki köpeklerimiz/kedilerimiz hele ki, bundan daha aylar öncesinde müthiş şekilde katliam yapıldı, kimse dur demedi.
Sözde her il ve ilçenin belediyesi besleme yapıyor, aşılarını kısırlaştırmalarını sağlıyor, yuvalandırabildiklerini yuvalandırıyor - yuvası olmayanı barınağa teslim ediyor vs. vs. Hayır efendim, hiçte öyle olmuyor her gün nelerini görüyor duyuyor şahit oluyoruz. Şimdi bu diyeceğim belki hoş kaçmaz burada ama, belediyelerin kimisi bir dönem cidden iş yapıyordu bu konuda. Bir dönem birbirlerinden görerek ciddi anlamda üzerine düşüyordu, beslemeler/bakımlar/kısırlaştırmalar/hayvan barınakları kontrolleri vs.. Ama sonra ne oldu, kimin neden bu denli gözüne battıysa bu sessiz kullar, belediyeler köpekleri özellikle bayıltıp yarı ölü yarı diri halde ya il/ilçe dışlarına atıverdiler (-ki halen yapıyorlar emin olun, çoğu da ölü halde zaten) ya da aynı şekilde yine bayıltıp -çoğu yerde- çuvallara doldurulup barınaklara götürülüyor.
- Şimdi bazı arkadaşlarımız barınak konusuna da değinmiş, aslında barınak konusu apayrı bir olay zaten bu konu ile de tabi ki ilgisi var. Ama ben barınak konusuna daha sonra, başka şekilde değinmek istiyorum doğrusu..
Sadece bu konuda da şunu diyorum ; Orası zaten benim gözümde tam anlamıyla bir "vahşet yuvası"!.. Hiçbir barınak dışardan gözüktüğü gibi değildir. Süslü püslü fotoğraflar, videolar için türlü çileler yaşıyor o canlar.. He elbette müthiş eksiksiz bakan barınak varsa Türkiye'de (-ki olduğuna da pek inanmıyorum, yalan söylemeyeceğim..) gerçekten helal olsun denir.. Ama olur da varsa şehrinizde, ilçenizde vs. barınak, lütfen ömrü hayatınızda bir kez olsun gidin görün.. Yani zaten gerçekten ufacık da olsa vicdan ve merhamet sahibi olan bir insan, o gözlerdeki korkuyu - acıyı - oradaki sessizce yardım/yuva/sevgi bekleyişini net bir şekilde görebilir..
Sonuç olarak ; çok uzatmak istemiyorum desem de dayanamıyorum bu konuda asla.
Sessiz kalmayın ! Gerçekten ufacık bir sevgi bile gösterseniz, birazcık mama (mama yoksa yediğiniz yemekten dahi olsa birazını paylaşsanız), birazcık da su koysanız ve yardıma muhtaç olanına elinizden ne kadarı geliyorsa yardım dahi etseniz, o kadar çok minnet duyacaklar ki..
Biz sahip çıkacağız elimizden geldiğince bu sessiz kullara. O sevgiyi görebilmek bambaşka, onların gözündeki o sevgi ışığını biraz parlatmak gerçekten bambaşka. Ama gerçekten merhamet ve vicdanı olanlar için tabi ...
|