Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 Temmuz 2021, 20:15   #1
Siyah
Müşkülpesent
Siyah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Aynadaki Riyakar*

Merhabalar.

Yine uzun zaman önce kaleme aldığım bir yazıyla karşınızdayım.
Kaçıranlar ve yeniden okumak isteyenler için yayında.


Bu yazımızda bir elimizde ekmek, bir elimizde domates chat yaparken yaşadığımız aşklardan ve teknolojiden, bilgiye ulaşmamızı kolaylaştıracakken cehaletin artmasından bahsedicem.

Şöyle bir geri dönüp baktığımızda sosyal mecralardan tanışıp aşk yaşamakta neydi? Teknoloji şeytan işiydi. Siyah giyinen insanları satanist diye yadırgadığımız zamanlarında öncesinden bahsediyorum.
O zamanlar, birileri aracı olmadan, birileri görüp birilerine önermeden tanışmak oldukça zor ve imkansıza yakındı ama yine de tanışılırdı. Nasıl olduğunu yaşı müsait olan yada okuyan, size anlatacaktır diye tahmin ediyorum.


Sonrasında sosyal mecralar girdi hayatımıza. 1988'de chat odaları, 90'larin başında Messenger. Myspace derken, 2000'li yıllarda Facebook. Peşisıra Twitter, Instagram, Youtube.

Birinden yazı, birinden fotoğraf, birinden video ya da birinden hepsi. Hal böyle olunca mesajlaşma imkanının verildiği her sosyal mecrada sosyalleşmeye başladık.

Yüzyüze görüştük.
Tanıştık.
Evlendik.
Evlenemesekte gerçekti yaşadıklarımız.
Buraya kadar harikaydı.

Görüntümüz önemli değildi. Aşırı kilolu olabilirdik. Tipsiz olabilirdik. Bok çuvalı gibi görünüyor olabilirdik. Üstümüz başımız ter kokuyor olabilirdi. Evden haftalarca çıkmıyor olabilirdik.

Kendi kıçımızdaki kazma sapına bakmadan başkalarının dişindeki kürdan parçasına laf edebilirdik. Özgürdük. İstediğimiz kişi olabilirdik. Patron, holding sahibi, hatta supergüçlü doğa üstü(!) olabilirdik.

Sosyal statümüzün önemini yitirdiği bir mecraydı burası. Mutlu, çok mutlu, olduğumuz günlerden bir kaç fotoğraf harika, daha harika hissettiğimiz günlerden bir kaç video görürdü işimizi.

Başkalarını gözümüzü kirpmadan yalanlar söyleyerek kandırabilir, aldatabilirdik. Dönüpte o videolara, fotoğraflara bakınca mutsuz olduğumuzu kimsenin bilmesine gerek yoktu. Sevgilimizle bir yerlerde oturup para harcamamıza gerek yoktu. Sevgili varlığının duygusal tatmini yeterdi bize.

Bu yüzden yüzyüze gelmek istemeyiz. Sanalda yaşamak daha kolayımıza gelir.
Tavanda kurduğumuz hayallere bırakır yerini gerçekler ama çok sürmez. Hayallerle yaşayanı biiiipler gerçekler.

O zaman ögreniriz, yalan bir dünyada yaşanmayacağını. Öğrenmek demişken, bir bilgi edinmek için eskiden tonla sayfa karıştırmak zorunda kalırdık. Cilt cilt ansiklopediler vardı. Yine de uğraşırdık bilgi edinmek için çabalardık.

Şimdi bilgi bir kaç tık uzağımızda. Üşeniyoruz yada önemsemiyoruz. Önceliklerimizin sırası farklı. Kitap okumak yerine sosyal medyada gezinmeyi tercih ediyoruz. Bilgi araştırmak yerine, algıyı Arizona kertenkelesi kıvamına alıp, televizyondan birşeyler izlemeyi tercih ediyoruz.
Bu düzen böyle gitmemeli.

Okuyalım.
Merak edelim.
Soralım.
Sorgulayalım.
Üşenmeyelim.
Araştıralım.
Unutalım.
Hatırlayalım.
Pekiştirelim.
Öğrenelim.

Öğrendiklerimizin, üzerimize yıldız gibi yağmasına müsaade edelim. Teknolojiyi doğru kullanalım. Teknoloji toplumu olurken, duygularımızı da ihmal edip duygusuzlaşmayalım.
________________

When you wake up, you will pray to be with me!