Dua
Eskiden ulaşmak, ulaşabilmek, ulaşılır olmak çetindi. Buluşma noktasına gelecek olanı saatlerce bekler, ‘mutlaka gelir’ umuduyla yolunu gözlerdik. Sabırlıydık. Mühürlü mektuplar vardı, elimize geçmesi haftalar sürse de hasret ve heyecanla posta kutusunu yoklardık. Şimdiyse telefonlar var. Sabırsız olmayı öğrendik. Buluşma noktasına beş dakika geç gelen dostumuzu on defa arar, nerede kaldınlarla sık boğaz ederiz. İki saniye içinde buluşmayı iptal eder, yurtdışında olan akrabalarımıza ‘selamunaleykum, nasılsınız, havalar nasıl?’ mesajını gönderir, vicdanımızı rahatlatırız. Bir kelimeyle bin kilometre ötedeki gönlü incitiriz. Her şey kolaylaştı ama samimi olmak zorlaştı. Velhasıl, teknoloji kelimelerin sesini kıstı. Sabırsız ve öfkeli olmayı öğrendik. Mektup yazmayı ve kalbimizle dua etmeyi unuttuk...
|