Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Temmuz 2021, 01:54   #1
VelevKi
Kayıtlı Üye
VelevKi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Obsesif-Kompulsif Bozukluk

OKB; obsesyon(takıntı) adı verilen kişide kaygı oluşturan inatçı, tekrarlayıcı ve rahatsız edici düşünce, imge veya dürtüler ve kompulsiyon(zorlantı) adı verilen bu rahatsız edici düşüncelerin oluşturduğu kaygıyı azaltmak ya da korkulan sonuçlardan korunmak ve kaçınmak için yapılan tekrarlayıcı davranış veya zihinsel eylemlerden oluşan ruhsal bir hastalıktır. Son yıllarda yapılan çalışmalar OKB’nin belirgin bir nedeni olmamakla beraber toplumda görülme sıklığını her 100 kişiden 2-3’ü olarak ortaya koymaktadır. Genellikle başlama yaşı 18-24 yaş aralığında olmakla beraber, okul öncesi çocuklar dahil her yaşta görülebilmektedir.

Obsesif-kompulsif bozuklukta hastanın obsesyonlar ve/veya kompulsiyonları vardır. Çoğu hastada obsesyonlar ve kompulsiyonlar birlikte görülür. Tipik obsesyonlar arasında mikrop veya kir bulaşması, zehirlenme, kendine ya da başkalarına zarar verme kaygıları, istenmeyen bir davranışta bulunacağına ilişkin düşünceler vardır. Kompulsiyonlar kişiyi ya da yakınlarını ölüm, hastalık, uğursuzluk gibi felaketle sonuçlanabileceklerini düşündükleri durumlardan korumak amacıyla yapılır. Ritüeller olarak adlandırılan bu kompulsiyonlar görünür davranışlar olabileceği gibi örtülü bir biçimde yürütülen zihinsel ritüeller de olabilir.

OKB’yi bir ‘’düşünce fobisi’’ olarak da düşünebiliriz. Özünde korkutucu olmayan veya herkesin aklına gelebilecek düşünceler OKB hastalığı olan kişilerde kaygı gibi duygularla bağlantılıdır ve rahatsız edicidirler. İçerik itibariyle obsesyonlara benzer düşüncelerin OKB tanısı olmayan popülasyonun %90’ında da görüldüğü çalışmalarla ortaya koyulmuştur. Bu bulgu, normal popülasyonda da zorlayıcı düşüncelerin yaygın olduğunu ve içeriğinin OKB’deki düşünce içeriğinden farklı olmadığını ortaya koymuştur. Normal kabul edilen zorlayıcı düşünceler ile obsesif düşünceler arasındaki fark, bu düşüncelere verilen anlam ile ilgilidir. Bu tür düşüncelerin akla gelmesi bireyde kaygı oluşturur ve birey kaygıdan korunmak için kaçma veya kaçınma davranışları geliştirir. Bu kaçma/kaçınma davranışları ise kaygıyı kısa süreli azaltarak bir tür pekiştireç gibi rol oynar ve kişi bu davranışlara devam eder. Bir düşünceden korkuyor olmanın bir nesneden (örneğin bir köpekten) korkuyor olmaktan farkı, bir düşünceden kaçınmanın bir nesneden kaçınmaktan daha zor olmasıdır. Aslında hastanın bu tür düşünceleri düşünmemeye çalışması aynı düşünceyi daha sık düşünmeye başlamasına neden olur ve tüm fobilerde olduğu gibi, hastalığın devamına neden olan, bu kaçınma davranışlarıdır.



OKB rahatsızlığı bulunan kişilerin yaklaşık %80’inin yardım almadan iyiye gitmediği bilinmektedir. Tedavisinde takıntıların sıklığını ve bunlardan kaynaklanan stresin azaltılmasında yardımcı olacak ilaçlar kullanılmakla beraber takıntı problemlerinde en başarılı psikolojik tedavi yöntemlerinden biri olarak kabul edilen bilişsel davranışçı terapi sıklıkla kullanılmaktadır. Günlük yaşantınızı etkileyen ve hayat kalitenizi düşüren bu tip obsesyon ve/veya kompulsiyonlarınız varsa bir psikoloğa başvurabilir ve profesyonel destek alabilirsiniz.

Alıntıdır.
________________

B