Masum Çocuklar'ın Hikâyesi
Bölüm 1..
Henüz İlk Okula yeni başlamış,ayaklarının üzerinde durmaya başlayalı bir kaç sene olmuştu,Anneleri ve Babaları ve Hikâyenin kahramanları için de bu heycan kat be kat artmış. Okulun ilk gününü düşünür olmuşlar bu vesile ile uykusuzluğa direnmek için yarın okulda giyeceklerini heycanla hazırlayıp yataklarının baş ucuna koymuşlardı..
Kırmızı kurdalelerini sıra sıra dizip, beyaz dantelli çoraplarını itina ile katlayıp okul çantasının içine kokulu silgisini,kalemini,kalem taşını büyük özenle yerleştirip,önlüğünü yatağının tam karşısında duran bebeklik resimleri ile dolu olan o duvar asıp uyurken bile gözlerimin önünde olsun duygusunu yaşayan Tuğba..
Öbür yanda ise babasının aldığı şaşalı spor ayakkabısını çiftleyip yatağının yanında duran sehpaya koyup, pantolonun cebine babasından aldığı cüzdanı zar zor sığdırıp hatta babasının kemerine bile göz diken,haylazlıkta sınır tanımaz ele avuca sığmaz,zıp zıp zıplayan hop hop hoplayan sarı saçları, maviye çalan renkli gözleri ile sarışın mı sarışın, genç kızların bile kalbinde ukte olacak yakışıklıkta olan Turan..
Gecenin ilerleyen saatlerine rağmen, karanlığın içerisinde parlayan gözleriyle yarının gelmesi güneşin doğmasını bekleyen,günün yorgunluğunun ve uykunun da bastırması ile göz kapakları kendiliğinden kapanmış ve uykuya dalmışlar. Ve Güneş sabahın ilk ışıklarını Tuğba ve Turanın Camlarına gönderirken horoz seslerinin kulakları çınlattığı kuşların ise çam ağaçlarının dallarından kendilerini aşağıya süzülerek bıraktığı,okul çocuklarının heycanla beklediği o güzel sabaha uyanma vaktiydi.
Anneler mutfağa girmiş,çaydanlık ocağın üzerinde yerini almış, babalar ise sobayı yakmış ve o heyecanlı sabahın,okul günün ilk kahvaltısı hazırlanmaya başlanmış hikayenin kahramanları ise halen sıcak yataklarında mışıl mışıl uykularına devam ediyordu. Saat 07:00'ı gösterirken guguklu saatlerin sesleriyle yataklarından bir hışımla uyanıp sobanın yandığı odaya fırladılar. Annelerin hazırladığı kahvaltının kokuları tüm mutfağı ve odayı sararken heycanın katmerlendiği dakikalar gelmiş çatmıştı. Lavaboya geçip eller yüzler yıkanmış, Tuğba ve Turan aynı anlarda hareket ediyor,aynı anda sofraya oturuyor birbirinden habersiz,iki heycanlı kalp,iki çocuk..
Her halleriyle heyecanlarını belli ediyor,yerlerinde duramıyor ve bir an önce,Okullarına kavuşmak için sabırsızlıkla sofrada önlerine gelecek sıcak çay ve kahvaltılıkları bekliyorlardı
________________
Bir Işık Süzüldü Tanrı Dağından,Tanrı Dedi ki;Senin Adın TÜRK Git İntikamını Al Yarından..
|