02 Ağustos 2021, 01:56 | #1 |
Cumhuriyet dönemi türk edebiyatinin oluşumu
*Tanzimat’tan sonra Edebiyatımızın iki ana çizgide yürüdüğü söylenebilir:
-Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem ve Hamit’in eserleriyle romantik edebiyat çizgisi. -Nabizade Nazım, Sami Paşazade Sezai ve Hüseyin Rahmi’nin eserleriyle realist edebiyat çizgisi. *Bu iki ana çizgi, Servet-i Fünun Edebiyatı döneminde birbirine yaklaşmışsa da II. Meşrutiyet döneminde yeniden ayrışmaya uğramıştır. *Romantik çizgi, Fecr-i Ati yıllarında Ahmet Haşim’de ve Yahya Kemal’de devam etmiş; gerçekçi çizgi ise Mehmet Emin Yurdakul, Mehmet Akif Ersoy, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Refik Halit Karay’ın eserlerinde yeniden ortaya çıkmıştır. *Bu iki çizgi Cumhuriyet döneminde, şiir, hikâye, roman ve tiyatroda çeşitli değişmelere uğrayarak kendini gösterir. *** *Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatını incelerken Türk toplumunun yaşadığı tarihi olayları yakından takip etmek gerekir. *Cumhuriyet edebiyatının temelini Milli Mücadele, yeni kurulan devlet ve yapılan inkılaplar oluşturmuştur. *“Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı” terimini, başlangıcı ve sonu belli bir edebiyat dönemi olarak düşünemeyiz. *Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının oluşumunda, Cumhuriyet’in ilânından sonra gerçekleştirilen büyük siyasî, toplumsal ve kültürel değişimin önemli bir rolü vardır. *Bunun yanında önceki edebiyat dönemlerinden de şekil, dil ve fikir bakımından bazı özellikler devralmıştır. *Milliyetçilik akımı, Türkçenin sadeleştirilmesi, edebiyatın konu olarak İstanbul dışına yani Anadolu’ya kaymaya başlaması, cumhuriyet edebiyatının oluşumunda etkilidir. *Yeni devletin kuruluşundan sonra özellikle Anadolu’ya, köylüye, Türk diline ve tarihine karşı duyulan büyük ilgi, edebiyatın ana çizgisini oluşturmuştur. *Aydınlarımız, devlet adamlarımız ve yazarlarımız tarihimizde artık yeni bir dönemin başlatılması gereğine inanmışlardır. *Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine yükseltmek için her alanda köklü değişiklikler yapılır. *Çağ dışı kalmış kurumların yerine çağa uygun yeni kurumlar oluşturulur. *Dil ve tarih alanlarındaki dağınık çalışmalar örgütlenip kurumsallaştırılır. *Özellikle Atatürk’ün kurduğu ve büyük bir önem verdiği Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumu yaptığı çalışmalarla edebiyatın yönünü belirlemiştir. *Her biri başlı başına bir devrim niteliği taşıyan büyük yapısal değişmeler; toplumda İslâmcı ve Osmanlıcı görüşlerin büyük ölçüde önünü keser, mistik ve tasavvufî eğilimlere de büyük ölçüde set çeker, birçok aydın ve yazarın dünyaya bakış tarzında değişimlere yol açar. *Toplumun çehresini değiştiren yeni oluşumlar, sanat ve edebiyatımızı da derinden etkiler. *Cumhuriyetin kuruluşundan sonra daha önceki milli edebiyat akımının da etkisiyle edebiyatımızda yerli ve toplumsal konular ağırlık kazanır. *Batı’nın özellikle Fransız edebiyatının etkisiyle, kişisel konularda yazanlar da vardır. *Milli Edebiyatçılar, Bağımsızlar ve Beş Hececiler, bu dönemde eser vermeye devam ederler. *Kurtuluş Savaşı’nın etkisiyle edebiyatta genel olarak Anadolu’ya bir yönelim başlar. *Anadolu halkı, edebiyatın başlıca malzemesini oluşturur. *İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan yeni dünya görüşleri, sanat anlayışımızda köklü değişiklikler yapar. *Hikâye, roman ve tiyatro eserlerinde "yurt" ve "köy" sorunlarına yönelim başlar. *1940 yılında köylere öğretmen ve sağlık personeli yetiştirmek amacıyla kurulan "Köy Enstitüleri", köy kökenli yazar ve ozan kuşağı oluşturmuştur. *Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar gelen süreçte, sosyal yapıdaki çeşitlilik; sanatçıların düşüncelerini, kalıba, kurala bağlı olmadan yansıtmasına olanak tanımıştır.
________________
El Haset Min-El Mahrum
Kötü Niyetle İyi Murada Varılmaz ! ! ! |
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|