Sen
 

yazamıyorum kalem de bir sızı var,geçmiyor bir türlü...
geçmiyor parmaklarım da sancı...günlerdir dinmeyen bu acı...biter diye bekler dururum kaç gece sabaha vardı saymadım...aç kağıt ahuzarda kaldı vuslat bulmadı mürekkebine kalbin..buluşmayı bekleyen sevdalılar gibiydi içimde feveran eden cümlelerim...sözlerimin kanı canı mürekkeb olup akmak bendini aşmak istiyor günlerdir bembeyaz kağıda dökülmek ..güneşin doğuşu gibi bir umud ile...harf harf kelime kelime duygularım kalemden elbiseler giyinmek şekillenmek çiçek çiçek açmakresim olup yare sunmak görülmek istiyor adeta..ama nafile bir mecalsiz elim kolum..yazamıyorum..ahvalimi dilime gelip gelip nutkuma kaçan layık göremediğim sözleri sevgiliyi tarife nasıl cüret edebilirdim..kalem titriyor edebinden...harfler yetmiyor...sanki sese döksem anlamından hasıl yüce mana süzülüp arşa saklanıyor..öyle yalın ama öyle yavan kalıyorki tasviri aşkın ben sözümü layık görmeyişimle acziyetlerin tabanında buluyorum...kendimi..ne seni anlatmaya dil var serde..ne seni övecek kadar sevdana layıktır bu benden..ancak ve ancak övmüştür Seni ezelde Lem Yezal..alemlerin sultanına bir gedanın söleyecek ne hakkı ne cüreti vardır ne dilinde mecal..
Sen’i öven meleklerle Rahman..bense kapının tozundan yutmuş kendinden geçmiş bir garibimEy Resul...
muradımdır artık...mübtelasıyım isminin her harfine...bir ısrarcı ..bir emin 'şedde' olayım, adınla ebediSenle kalayım ....!


"ya Rab , O’Habibi Edibin hatrına Ey Merhametliler Şahı ;eyle ,bu kulunu da sevdası ile makbul..."
amin

veda ,elveda demem,demedim asla ve kat'a sana...
ancak ve ancak Rabbülaleminin ve arşda ki melekler gibi...tam bir teslimiyetle diler ve derim...ki;

selam sana salat sana ey Allahın sevgilisi
selam sana salat sana ey Allahın elçisi
selam sana salat san ey Allahın peygamberi..
selam sana salat sana ey İnsanlığın efendisi
Dahilek ya Resulallah!
huz biyedike...
Bekke