Müzik kutusunu çoğunluğumuz çok sever bende onlardan biriydim. En sonunda o an geldi ve uzun uzun dinleyip kapattım. Beni hep düşündürür, yine düşünmeye başladım çünkü o müzik kutusunu açtığımda içinden gelen sesler hep güzel geliyordu bana. Evet düşündüm, neden bir kutunun içerisinde saklıyorduk müziği diye.
Şöyle bir baktığımda çok güzel ama hayatımızda hep o muhteşem anları sakladığımız gibi değil miydi? Bir an duraksadım çünkü çok garipti her güzel şey gibi müziği de bir kutuda saklıyorduk. Belki de bu anlamı yükleyen bendim.
Severek alınmış kıyafetlerin daha kullanılmadan eskidiği geliyor aklıma yada salondaki vitrine koyulan yıllarca hiç kullanılmayan fincanlar. Bahsettiğim aslında çocukken bizlere alınan bayramlıkların o neşe ve sevinçle ilk kez bayram günü giyilmesi değil. Bahse konu olan duyguların ve nesnelerin belirlenmiş bir zaman dilimi içerisinde kullanılmasına karşıyım ben. Aldığını herneyse kullanmanıza vakit kalmayabilir mesela yada o vakit gelene kadar anlamını çoktan yitirmişte olabilir. En önemlisi ne biliyor musunuz? O güzel duygularımızı saklarız ya belki de göstermek için gerçekten artık çok geç olabilir. Ya da o duyguları dışa vurduğunda vaktin çoktan geçmiş olduğunu ve anlamını yitirdiğini, değiştiğini farkedebilirsin. Alınmış her nesne gibi duygularında vaktinde ve anında güzeldir aslında.
Aldığınız o fincanları çıkarın kullanın şöyle kendinize güzel bir Türk kahvesi yapın mesela. Yada aldığın o ayakkabıları dışarı çıkarken gündelik ayakkabılarınla değiştir. Yada kendine beğenerek aldığın o kıyafeti bugün giyin. Saklamayın o kutularda ne duygularınızı nede severek beğenerek aldığınız eşyaları. Bir gün o kutuyu açtığınız zaman güzelleşecek içinizde olan her neyse

-Alıntı