IRCForumu.ORG   Cilek Chat
sohbetkeyfim


 
 
Seçenekler Stil
Alt 25 Ocak 2024, 16:11   #1
𝐈𝐫𝐫𝐞𝐥𝐞𝐯𝐚𝐧𝐭.
Jayus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Osmanlı’da Kılıç Kuşanma Töreni Nasıl Yapılırdı?


Bir padişah tahta geçtikten sonra beş ila onbeş gün zarfında devlet erkanının da katıldığı bir alayla Haliç’te bulunan Halid bin Zeyd Ebu Eyyüb El-Ensari’nin türbesine gider orada “kılıç kuşanma” merasimi yapılırdı. Kılıç kuşanma töreni için müneccimbaşından uğurlu saat tesbiti istenir; müneccimbaşının uğurlu saati bildiren zaiçesinin takdimi suretiyle padişahtan gerekli izin alınır, tören için hazırlıklara başlanırdı.
Eyüp’te yapılan bu merasim, II. Mehmed tarafından İstanbul’un fethinden sonra başlatılmıştı. Padişahın kuşanacağı kılıç, hazinede korunmakta olan Hz. Muhammed ve dört büyük halifenin kılıçlarından seçilirdi.

Tören günü padişah, Topkapı Sarayı’ndaki Kubbealtı’nda istirahat ederken bir taraftan da hazırlıklar görülürdü. Alayın tertip olduğu kendine haber verilir verilmez, Kubbealtı’ndan Orta Kapı’ya gelir, herkes padişahın gelmesini orada beklerdi. Biniş haberi gelir gelmez, herkes atlarına biner, bayramda nerede selama duruluyorsa orada at üzerinde selama dururlardı. Şeyhülislâm ile Kaptan Paşa da sol tarafta, at üzerinde, selama dururdu. Padişah Orta Kapı’dan dışarı çıkar çıkmaz, çavuşlar alkış yaparlardı. Çavuşlar yer öpüp süratle yedeklerin önünden geçerek alay tertibi ile Fatih Camii avlusuna gelirlerdi. Eğer padişah, Fatih’in türbesini ziyaret etmeyi emretmiş ise, orada rikâb taşı önünde padişahın gelmesini beklerlerdi. Padişah gelir gelmez atlarından inerler ve yer öperlerdi. Bu esnada çavuşlar alkış yaparlardı. Alkışlar, padişah binek taşına ininceye kadar devam ederdi. Türbe ziyaret olunduktan sonra, atlara binilir, alkış sedalarıyla Edirnekapı’dan Eyüb’e doğru inilirdi.

Padişahların kılıç merasimine deniz yoluyla da gittikleri vaki olurdu. Padişah Eyüp’e deniz yolu ile giderse, kara yolundan döner, kara yolu ile gittiğinde ise deniz yolu ile dönerdi. Deniz yolu ile gittiğinde saltanat kayığını bostancıbaşı kullanır, padişahın karşısında silahdar ve çuhadar otururdu. Dârussaâde ve Bâbüssaâde ağaları ise kendi sandallarıyla refaket ederlerdi. Diğer devlet erkanı kara yolunu kullanırdı.

Eyüp’e varıldığı zaman caminin avlusundaki binek taşı önünde padişah atından inerdi. Vüzera, iki kapı arasında padişahı karşılar, yer öperler, alkışlarla padişahın önünden geçerlerdi. Sadrazam padişahın sağında durur ve koltuğuna girerdi. Erken gelinmişse biraz dinlenilir, şayet vakit öğle namazı ise merasimden sonra dinlenilirdi. Padişah öğle namazını müteakip iki rekat namaz kılardı.

Şeyhülislâm, nakibüleşraf, vezirler, kazaskerler ve Yeniçeri ağası da buraya davet edildikten sonra tercih edilen bir kılıç silahdar ağa tarafından alınıp, şeyhülislâm, nakibüleşraf veya meşayihden birisi tarafından dua edilerek padişaha kuşandırılırdı. Kılıç kuşandırılırken padişahın kaftanını silahdar kaldırarak yardım ederdi. Bu arada dışarıda da dualar edilip, kurbanlar kesilir, sadakalar dağıtılırdı.

Alıntı: Osmanlı Saray Teşrifatı ve Törenleri / Dündar Alikılıç



________________

"𝐻𝑒𝑟𝑘𝑒𝑠𝑖𝑛 𝑦𝑎𝑛𝑖𝑛𝑎 𝑔𝑖𝑡𝑚𝑒𝑘 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑑𝑖𝑔𝑖 𝑏𝑖𝑟𝑖𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑣𝑎𝑟𝑑𝑖𝑟, 𝑔𝑒𝑐𝑒𝑛𝑖𝑛 𝑢𝑐𝑢, 𝑠𝑎𝑏𝑎ℎ𝑖𝑛 𝑘𝑜𝑟𝑢, 𝑐𝑒ℎ𝑒𝑛𝑛𝑒𝑚𝑖𝑛 𝑑𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑙𝑒 𝑜𝑙𝑠𝑎..."
 


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:32.