![]() |
![]() |
![]() |
#1 |
![]()
İnsanların menfaat'i küçük yaşta ailesel olarak beyinlerine kazılıyor aslında, kızım arkadaşın verirse al ama sen verme silgini, oğlum bak arkadaşın yapmıyorsa sende yapma, arkadaşında vardır sende olmasa da olur.
Büyürsün bu işyerinde devam eder, asker de devam eder. Aslında ilişkiler o kadar temelden uzak ki sadece bir ipin ucunda, bu ilişkiye baktığınız da okurken aşk üçgeni hayal edebiliyorsunuz da hayır, bu menfaat'in ne ideolojisi vardır nede politikası. Her şeyin sonu; Aslında her şeyin sonunu biz getiriyoruz o kadar değer veriyorsun ki olmayacağına inandırıyorsun hep, kendi zihnine hatta teorine bunu eklemiyorsun, sonunda gerçekleşiyor ve diyorsun ki bana da, evet sana da senin kıymetin ailenin içinde dışarıda olan yukarıda yazılı olan menfaat. Güven; İnsanın kime güvenip güvenmeyeceğini kendisi asla seçemiyor, bu kişisel bir tabir değil artık toplumsal bir yara haline gelmiş, kardeş kardeşe güvenmiyor sen etrafındakilerin sana güvenmesi için çaba sarf ediyorsun sen hangi arkadaşlıktan bahsediyorsun. Bir düşün bakalım can pare zamanında yanında olanlar ailenden birisimi yoksa güven vermeye almaya çalıştığın orta sınıf sanal veya reel ortam mi? Gerçekçi olmak gerekir psikolejizm her zaman derki; "Umut etme ki, içinde kırılan kendine güvenin olmasın" Lümpen; Insan kendini bazen yada arada sırada bu sınıfa koyabiliyor, aşırı derece de bir hikayesi yok ama dönüp baktığınızda sınıflar ayrıldığında kendinize bir yer bulabiliyorsunuz. Alıştırılma diye biliriz aslında ilköğretim adına koyulan eğitim biçiminin şuan 5/11 yaş arasındaki çocukların bu sınıflar arasında kendinize yer beğenin denilerek sınavlar dersler gibi koşuya koymak çok acınası bir durum, emperyal ülkelerin sen büyüyünce su olacaksın diye baskılar kurmadığını bilsek dahi onların düşman Müslüman olmadığına kendine bunun inandırmak ve aileni inandırman çok yanlış kişisel baskılar demektir. Endorfin; Mutluluk, etrafınıza baktığınızda geriye kalmış bir his tanıdık geldi mi, uzun zamandır ailem dışında bir arkadaşımda, iş arkadaşlarım da veyahut alışveriş merkezlerinde marketlerde karşılaştığım hiçbir insanoğlunda göremedim. Haberlerde mutlu ülkeler arasın da 104. ülkesi olarak insanlarımızın aile yapısındaki değişiklikleri göz önünde alırsak 104. olmamız dahi mucize neden dersek ülkenin sapkın durumu kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamamamın endişesi içinde olmamız çok korkutucu değilmi? Her şeyin Sonu; Sonunu bilmediğin aşlar yaşıyoruz Sonunu düşünmediğin sevdalar yaşıyoruz Hiç bilmediğimiz kalp sızıları yaşıyoruz Sordun mu hiç? Sustukça içimdeki yaralar büyüyor Sen olmadıkça yaşamımda eksikleri fark edemiyorum Ömür gibisin Bir mürekkep gibi içimden atamıyorum Görmüyorum artık umudumu Sakin bir aşk hikayesi değil bu Öyle kolay sanıyorsun Sandığın, Sadece kırıntıların arasında kalan adam sanman Boğuluyorum artık bu kirli sarmaşıklarda Ağrısında hissettiğim aşk değilsin artık Verdiğim canın kıymetini istemedim Tek istediğim kendi mutluluğuna düşman olmaman. DIPNOT; Her ne kadar pirüpak olsak da içimizdeki ateşi söndürmememiz gerekiyor, yukarıda belirttiğim başlıklar içimizdeki varoluşun bir gerçeği. Kalem; 25.01.2023 09:00
________________
"Sevilmenin kıymeti bilinmiyorsa, Uzaklaşmak En güzeli ki üzülen sen olmayasın" |
|
|
![]() |
#2 |
![]()
Bekleyiş Güzel Sonuçlandı Sıkılmadan Tekrar Okudumm
![]()
________________
"ᴋɪᴍᴇ ɪʏɪ ʟᴀɴ ʙᴜ ɢᴇᴄᴇʟᴇʀ ?"
|
|
|
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
|
|