IRCForumu.ORG - Hayatın bir anlık tadı.

Yıl 2018 haziran ayı, Umut dolu yillar yorgun bir vücut aklinda 2 senenin üzgün ama ondan bir fazlası seven bir baba.
Adana'nın en yüksek yerleşimin de bir köy 9/10 senedir gidememiştim, geride bıraktığım marifetsiz bir uçurumdan atlamış biri olarak artık ve sadece iki kişiyiz bu hayatta.
Köy yolları patika ama yeni son 2000'li yillar da artik daha elverişli ve bilinen köylerden uzakta yollar ve yaşam tarzı.
Köye vardığımda çocukluğumu gördüm yıkık o perişan bahçe de, tahtadan yapılmış ev ve bir köprü (TAHT) büyükbabamın özenerek baktığı nar ağacları, en çok sevdigimiz bahçenin ortasında portakal ağacı, altına oturur kardeşlerim kuzenlerim ile beraber, büyükbabamın o eşsiz hikayelerini dinlerdim ama en çok MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün adana'ya geldigi günü her o ağacın altında Oturduğumuz da anlatmasını isterdik.
Köy meydanına geldiğimiz de karşılıklı 2 kahvehane vardır ikisini de iki kardeş çalıştırmaktadır cabbar ve mehmet amcalar.Sağ tarafa mehmet amcanın kahvesinin önüne yanaşınca kahvehanenin içindekiler iyice süzerek birtanesi hayrola kardeş dedi indim aşağı yanaştım.
Ben bekir ağanın torunuyum dedim, kahvehane olarak saolsunlar hepsi ayağa kalkarak hoş geldin genç buyur gel bir kahvemizi iç dediler.Belinayı da yanima alarak 1 saate yakın oturdum sohbet ettik 2 3 gün kalmak için geldiğimi ve dedemin ve anneanemin mezarlarını ziyaret etmek istedigimi belittim.
Köy de yaşayan annemin dayısı olan zamir dayımız var saolsun onda kalabileceğimi söylemişti, zamir dayının evi köyün enbüyük evlerindendi, çocukları torunları ile yaşayan bir çiftçi.
Hayvancılık ile geçinen bir aile belinay'in arayipta bulamadığı bir ortam, 1. Günün sabahında kahvalti sonrasi belinay ile köyün belki 200 yıldır varolan bir pınarını görmek için özlem ile merak ile yola koyulduk evet biraz mesafe olarak uzak 1 km kadar ama nar bahçeleri, narenciye bahçelerinin arasında dolasarak gitmek istedim bunu belinay beğenmedi ama yola çıkınca çok hoşuna gitmişti.Pinara geldikten sonra suyun sesi güzelliği oraya geldiğimize deymişti.Pınar köyün zamanında candamarı idi annem ve babam çocuk iken pınar dan su taşırlarmış ve tam karşısında bir camii 1952 yapımı.
Pınar sonrası mezarlığa uğrayarak bekir dedemi ve havva neneme dualar edip mezarlarını temizledik.
Köy dağın yamacında ve dağ da en az 3 mağara var aslında onlarıda gezmek, çocuk iken dolaştığımiz yerleri tekrar gezmek istemistim ama o gün zaman yetmemişti.
Sabah saat 5 civarı erken uyandım baktim belinay deliksiz 4. Viteste uyuyor hic dokunmadan yavaşça yanindan ayrıldım, yer yatağını hafife almayın hicbir yatak bu kadar rahat olamaz.Bahçeye doğru yürürken sağ tarafta bir limon ağacı vardi ama şeker limonu, onun altına oturdum sağa sola bakinirken 1 mt kadar ileride gözüme yansıyan sanki cam parçası gördüm kalkıp yanaşınca yapraklarin altında bir bıçak gördüm (eğri bağ bıçağı) dedemin bıçağını buldum belki 15 belki de 20 senelikti, inanmamıştım hemen bıçağı arabaya götürüp torpitoya sakladim çok ama çok sevinmiştim.
O gün akşam adanaya eve döndüm ertesi gün adana küçüksaatte bulunan antikacilara göstererek hemen kalaylattım ve onu evimin en güzel yerinde bulunduruyorum, her baktığım da o zamanları hatırlamak çok güzel..

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]