IRCForumu.ORG   Cilek Chat
sohbetkeyfim


Ağaç Şeklinde Aç19Beğeni

 
Makale Araçları Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 28 Aralık 2023, 17:53   #1
Editör
Gülümse - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Sevgiliye Mektup (Gülümse)


(Not: Bu yazıyı yıllar önce admin olduğum kanalda bir yarışma için yazıp 1. olmuştum. Burada da paylaşmak istedim)

SEVGİLİYE MEKTUP

Sevgiliye…

O bilmese de…

Şimdi kelam nasıl edilir, nasıl başlanır ve hatta nasıl sevilir bir kuralı, bir yordamı var mıdır bilmiyorum… Varsa bile ben bir garip aklı Leyla kulum o yüzden ezberden konuşamıyorum… Bana dedi ki yüreğim benden dinlediğin her şeyi yaz, öyleyse hep yazmak istediğim şeyi yazıyorum…

Aşkın satıra nasıl döküldüğünü, kelimelerle nasıl vücut bulduğunu belki şairler daha iyi bilir, ya da edebiyatçılar buna uzun uzun anlamlı sözlerle değinir. Ne bir şairim oysa, ne de bir yazar, bana yakışan en uygun tabir şudur; kaleminin ucu kırılmış huysuz bir sakar… Ama gönlümde bir sevda varsa yıkık dökük kelimelerimle yazmaktan ne çıkar…

Dedim, dedim de iyi halt ettim sanırım… Ben daha nasıl sevilir onu da bilmiyorum ki onu satırlara dökmeyi bileyim… Gönlüne söz geçiremeyen, şirazesi kaymış divane bir mantığın elinde köleyim…

Bildiğim şeyler de o kadar sınırlı ki… Gözlerine bakmayı bilirim bir tek; o da böyle ürkerek, kaçak göçek… Ya da sesini dinlemeyi uzaktan korkarak ve nefesim kesilerek… Aslında ben en çok yolunu gözlemeyi bilirim, tenha köşelerde sessizce beklemeyi, bir köşede durup gelişini seyretmeyi, ya da geldiğini hayal etmeyi… Geldiğini görünce de elimdeki her şeyi teker teker düşürmeyi… Aynı ben işte; acemi aşkların ele avuca sığmaz, dizginsiz abidesi…

Ama en çok neyi bilirim biliyor musun? Beni bilmediğini… Ve bilirsen heyecandan öleceğimi ya da bilmezden gelirsen sadece yaşamsal birkaç faaliyetten ibaret olacağımı…

Tabii benim de bilmediğim çok şey var…

Mesela uzaktan sevmek yerine sıcağına sokulmak nasıl bir his, ya da o hınzır gülüşüne bir karış uzaktan bakmak, gözlerinin karasını görmek mesela, hem de soluğunun soluğuma karışabileceği mesafeden… Kaburgalarım bile ısınır mı sarılsan… Zaten kalbimin ısınması için yeterlidir şöyle uzaktan bir bakman… Avuçların ılık mı benim gibi, yoksa soğuk mu, ısıtmak için tutsam ayıp olur mu? Yaz güneşi mi kuşatmalı içini, yoksa tercihin benimki gibi kış soğuğu mu?

Bunları bilmiyorum mesela… Yatağın sağ tarafı mı en çok sevdiğin yer ya da sol tarafı mı? Bence soldur özellikle sol yanımı zapt etmenden dolayı… Kendinde hallerin zaten aklımı başımdan alıyor da peki sabahları uyanır uyanmaz yüzündeki o mahmurluk bana ne yapardı hiç bilmiyorum… Seninle bir gelecek hayal etmek, nefesimi kestiğin gibi nefesini kesebilecek güce sahip olabilmek mesela… Veyahut bakışların değince bana heyecandan ölüyorum ya hep, peki tenin tenime değerse de bir kıvılcımla tüm varlığım yeniden hayat bulur mu?

Ve daha nice şey sana özel ve bana yasak olan bilmediğim… Belki de hiçbir zaman bilemeyeceğim… Zaten haddime değil de merak etmek, sadece bilmediklerime örnek vermek için söyledim…

Bir şey var büyüyor gittikçe içimde… Artık seni görmesem bile tam orada duruyor, kımıldamıyor hiçbir yere… Ya da sesini duymasam bile; bir garip yangın zihnimde… Gece karanlığında gözlerimi kapatınca daha derin hissetmeye başladığım… Özlem desem, biraz; şefkat desem, ondan da var; biraz da ihtiyaç; göğüs kafesimi sıkıştıran bir telaş; biraz çaresizlik; bir de gıdıklayan, dudağımın kenarını ısırmama neden olan bir hınzırlık… Rüyalarımı bile gasp eden bir yaramazlık… Bazen başka bir kadına gülümsediğinde içimde infilak eden bir çılgınlık… Ve sana uzanıp da tutamadığım her an büyüyen acımasız bir yalnızlık…

Adını ben koyamıyorum… Sen biliyor musun onu da bilmiyorum? Böyle kafiyeli cümlelere dönüşüyor sözler ama şiir yazmak ne haddime, benimkiler birkaç kuru sıkı kelime… Kimseyi vuramayacak kadar güçsüz biliyorum, ama dökülüyorlar işte ne zamandır delik bir musluk borusu gibi, yalnız bu örneğe de lütfen gülme… Tabii bir yanımda istiyor ki sen daima hep bana gülümse… Ah benim bu kendime muhalif hallerim ve arsızca dilime düşüp atmosfere dökülen dörtlüklerim…

Avuç içlerimde çizili sanki resmin
Dua dua seni dilemeye engel olamıyorum
Sana beslediğim öyle bir his ki doludizgin
Kâğıt tutuşur diye adını bile yazamıyorum…

Ve öyle bir şey ki sana hissettiklerim, “seni seviyorum” adlı basit kalıba bile sığdıramıyorum…

Sevgiliye… Bilmediklerimi belki o biliyordur diye…

Ve günün birinde; gözlerimin içine bakarak bana da açıklar ümidiyle…

Yazan: @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Bade, Merve, aZze ve 3 diğerleri bunu beğendiler..
________________

 
 


Bu Makaleyi Görüntüleyen Şu Anda Aktif Kullanıcılar : 1 (0 Kayıtlı Üye Ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:47.